Adigey Gezisinden

Adigey Gezisinden

Kafkas sıradağlarının kuzeyinde bulunan 7800 kilometre karelik bölgeye Adigey Cumhuriyeti adı veriliyor. Adigey, Slav kökenli nüfusun çoğunlukta olduğu bir ülke. 453 bin nüfusun yüzde 25’i Adigelerden, diğerleri ise çoğunluğu Ruslar olmak üzere başka kavimlerden oluşuyor. Rusça ve Batı Çerkesçesi (Adigece) resmi dil olarak kabul edilmiş.

İstanbul’dan yaklaşık bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra Krasnodar kentine varıyorsunuz. Krasnodar kentinden hemen sonra Adigey Cumhuriyeti başlıyor. Oradan da Maykop’a araba ile yaklaşık bir saat on beş dakikada ulaşıyorsunuz. Yaptığım dört gezide cumhuriyet içerisindeki Kuban ovasının çok verimli olduğunu gördüm. Neredeyse siyaha yakın olan topraklarda ağırlıklı olarak mısır, buğday, arpa, karpuz, soya, yem bitkileri tarımı yapılıyor. Buradaki toprağın bir kısmı Nazi işgali sırasında vagonlarla Almanya’ya gönderilmiş.

Son yıllarda özellikle meyvecilik çok gelişmiş. Elma burada çok önemli. Zaten başkent Maykop’un (Meykoap) anlamı elma üretilen bölge demek. Elmadan başka kiraz, armut, vişne de yetiştiriliyor. Şehrin içerisinde ceviz, erik ve kestane ağaçları bulunuyor.

Hayvancılık ağırlıklı olarak merada yapılıyor. Süt ürünlerine gelince. Adigey Cumhuriyeti Çerkes peynirinin (Adige koaye, mate koaye) coğrafi işaretini almış durumda. Yemekleri benim için yabancı değil. Annemin yaptıklarının aynısı. Sizde giderseniz Halüj, Şıpsı, Mamrıs (paste), Metaze (psijö halüj), Lığuğe, Şaşlık ve Kundusuvun mutlaka tadına bakın. Cumhuriyetteki Şhagoaşe nehri, Kurçıps nehri, Mezdah ormanı, Maykop parkı, Laganaki dağı ve Adigey Müzesi görülmeye değer yerler.

Harun Raşit Uysal

Adigey’den…

Geçtiğimiz Ağustos ayında eşimle beraber Adigey’e gittik. Planımızda olmamasına rağmen Kabartay-Balkar cumhuriyetinin başkenti Nalçik’te bir süt fabrikasını ziyaret ettik. Yaklaşık yedi günlük ziyarette özellikle Adigey Cumhuriyetinde yoğun görüşmeler yaptık. HAÇEŞ’te (Misafirhane/otel) kaldık. En son 2015 yılında Maykop’a gittiğimde temeli atılmıştı. Dört sene içerisinde tamamlanarak özellikle diyasporadan gelenlere hizmet etmeye başladı. İlginç olan da hikayesi. Hikaye de buranın dayanışma ile kurulmuş olması.

Haçeşte Timjeko İbrahim Mandacı çalışıyor. Biga Dereköy doğumlu. Yine Novorossik konsolosluğunda görevli olan Hamtej Kemal Kızılot ile de tanıştık. Samsun Çarşamba Kızılot köyünden, oturma izni bulunuyor. Bidanuko Nihat sağ olsun ziyaretimize geldi. Suriyeli ve ilk dönenlerden.

Woreko Diana da Suriye Şam’dan 2014 yılında IŞID Şam’a yaklaşınca ailesiyle birlikte Maykop’a gelmiş. Kabardey olan Diana ayni zamanda İbrahim’in nişanlısı Maykop’a giderseniz yolunuz mutlaka Taksis adıyla anılan Bereko Mehmet ile kesişir. Kendisi buraya ilk yerleşenlerden. Bürokrasiyle arası çok iyi ve yıllardır da taksicilik yapıyor. Herkesi tanıyor. Mafehable’de yaşıyor. Mafehable ile ilgili biraz detay vermek istiyorum. 1990’lı yıllara kadar Adigey’de böyle bir köy yoktu.

Çerkes köyleri genellikle Maykop’a uzak olmasına karşın Mafehable sadece 8 kilometre mesafede. Bu köyün kurulmasına Adigey eski cumhurbaşkanı Carım Aslan vesile oldu. 1990’lı yıllarda Yugoslavya dağıldıktan sonra çıkan iç savaşta ortada kalan Kosova’daki Çerkesler tarım aletleri ile birlikte gelip bu köye yerleştirildiler. Şimdi köy büyüdü ve 50 haneye ulaştı. Maykop’taki dostlarımdan birisi de Ege Üniversitesinde okurken tanıştığım Kimya Mühendisi Bülent Jane. Buraya ilk gelenlerden. Adigey’de doğan Fatıma ile evli, iki oğlu var.

Tsey Mahmut Bağ da İzmir Ege Üniversitesinde birlikte öğrenim gördüğümüz bir arkadaşım. Kendisi Edebiyat Fakültesi mezunu ve Maykop’a gideli epey bir zaman oldu. Almanya’dan emekli ve Çetawların kızı Laşin ile evli. Laşin Türkiyeli bir Çerkes ailesinin kızı. Maykop’ta Dışeps (Altın suyu) isminde bir kafeleri bulunuyor. Laşin’in babası Çetaw İbrahim tarafından açılan kafe Maykop’un en hareketli yeri olan Maykop Parkına yakın ve lezzetli yemekler yapıyorlar. Dışep’in çaprazında başka bir kafe daha bulunuyor. Benim aklımda kalan adıyla Tetiy (bizim) adı verilen kafeye Dışeps’e olduğu gibi Türkiye’den gelen Çerkesler gidiyorlar.

Çerkesçe bilmiyorsanız bile bu iki kafede Türkçe konuşanlara rastlıyorsunuz. Tetiy’in mülk sahibi Dug Miraç. Türkiye’den oraya yerleşenlerden. Türkiye’deyken tanıdığım bir arkadaşım.

Bu gittiğimde Adigey Devlet Teknik Üniversitesi Ekonomik Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bidanuko Murat Kaplanoviç, yine ayni üniversiteden süt teknolojisi uzmanı Hatko Zurat Nurdieva ile Ziraat Fakültesi Dekanı yeni arkadaşlarım oldular.

adigey

Adigey’e giderseniz nereleri gezebilirsiniz?

Şehrin içerisindeki Maykop Parkı, Lenin Meydanı, Adigey Müzesi, Flarmoniya, Pazar görülmeye değer yerler. Maykop dışında Ğoame, Laganaki, Mezdah, Şhagoaşe nehri, Kurçıps’ı ziyaret edebilirsiniz, Laganaki büyük ağaçlarla kaplı olan dağlık bölgede. Burada Çerkes yemekleri yapan restoranlar bulunuyor.

Maykop’ta görülmeye değer yerlerden birisi de Mezdah demiştik. Yeşilin her türlü renginin hakim olduğu bu sık ormanlık alan Maykop’un hemen kıyısında bulunuyor. Arkadan ormana gireceğiniz uzun bir merdiven yapılmış bu merdivenden inmek özellikle de çıkmak büyük enerji gerektiriyor. Ormana gerçekten hayran kaldığımı ifade etmek istiyorum. Şhagoaşe ve Kurçıps birer ırmak. Şhagoaşe ırmağının önüne set çekerek Maykop parkının hemen altında yapay bir havuz oluşturulmuş.

gezi, doğa

1 Ağustos “dönüş” günü

Her yıl diyasporadan Adigey’e dönüşü kutlamak üzere 1 Ağustos’ta dönüş günü etkinlikleri yapılıyor. Bu tarih ilk dönenin 1 Ağustos’ta gelmesiyle belirlenmiş. Bu seneki etkinlik Maykop camisinin yanındaki geniş alanda yapıldı. Geceye Adigey Cumhuriyetinin sanatçıları katıldılar. Yaklaşık 3 saat süren gecedeki ana tema “diyasporada (Türkiye, Suriye, Ürdün, İsrail) yaşayan Çerkeslerin Adigey cumhuriyetine geri dönmesiydi.

Geceden…

Bu çağrı çok anlam ifade ediyor. Adigey’de nüfusun arttırılması için bu şart. Aksi takdirde kaybolacak diller arasında gösterilen batı Adigece lehçesi Wubıhça gibi yok olacak. Şenlik sırasında yatsı ezanı başlayınca “ze ze yezane kace, juğepsef” “durun durun ezan okunuyor ara verin” diyen hatiyakonun gür sesi duyuldu. Şenlik ezan bittikten sonra devam etti.

adigey, çerkes dans

Burada yaşayan Çerkesler diyasporadakiler gibi Müslümanlar ve Hanefi Mezhebindeler. Maykop’a gidip pazara uğramamak olmaz. Buradaki pazarcıların neredeyse tamamı kadın. Pazarda satış yapan Çerkes kadınlar Çerkes olduğumuzu öğrendiklerinde ayıp olmasın diye hepsinden birer ikişer Çerkes peyniri ve tuz satın aldık. Kadınlardan biri boyumu ve sülalemi sordu. Boyumun Bjeduğ, babamın Sıpha, annemin Şöace olduğunu söyleyince özellikle annemin sülalesinden tanıdıkları olduğunu söyledi. Eşimin Şapsığ olduğunu öğrenince de ona “Bjeduğemi yanıs” Bjeduğların gelini” diye hitap etti.

Adige müzesi de mutlaka görülmeli. Burada istediğiniz dilde size tarihi anlatacak insanlar bulunuyor. Çerkesçe bilenler için Çerkesçe, Rusça bilenler için Rusça, Türkçe bilenler için Türkçe anlatılıyor. Daha önce gittiğimde Tıv Aslan yaklaşık 3 saat boyunca Nart hikayeleri de anlatarak bizi gezdirdi. Onun anlattıklarının bazıları bana yabancı değildi, çünkü benzerlerini küçükken babaannemden dinlemiştim. Bunu ona söylediğimde hem şaşırdı hem sevindi.

Diyaspora…

Çerkesler ağırlıklı olarak Türkiye’de yaşıyorlar. Türkiye’den başka Ürdün, İsrail, Suriye’de de azımsanmayacak kadar nüfusları var. Türkiye’deki diyasporadan bahsedeceğim biraz. Türkiye’de benim gibi anavatanını ziyaret eden az Çerkes var ama maşallah orası hakkında herkes konuşuyor. Özellikle de görmeyenler çok fazla sayıda olumsuz bilgi kirliliği üretiyorlar.

Sovyetler Birliği zamanında antikomünist Çerkesler görmeden orayı kötüleye kötüleye bitiremiyorlardı. Sovyetler yıkıldıktan sonra bugün ne Rusya ne de Adigey komünizmle yönetilmiyor. Ancak dedikoducular yine iş başındalar. Siz hiç Ermeni diyasporasının Ermenistan’ı, Yahudi diyasporasının İsrail’i, Rum diyasporasının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni kötülediklerini duydunuz mu? Görmeden anavatanı kötülemek ne insani ne vicdani ne de ahlaki.

SONUÇ OLARAK… O zaman diyasporaya düşen görev orayı kötülemek değil Çerkes nüfusu arttırmak için mümkünse yerleşip” vatandaş olmak”, bunu yapamayan için “oturma izni” almak, hiç değilse her yıl orayı ziyaret etmek olmalı.

UNUTMAYIN Kİ!!!..İklim değişikliği böyle giderse, ki gidecek gibi görünüyor, gelecekte Adigey Cumhuriyeti’nin de yer aldığı Kuzey Kafkasya en revaçta olan bölgeler arasında olacak. Rusya Federasyonu ve Adigey Cumhuriyeti dedeleri oradan geldikleri için Çerkeslere kolaylıklar gösteriyorlar. Hiç olmazsa oradan oturma izni ve akabinde ev, tarla alarak bunu değerlendirmekte yarar var diye düşünüyorum…

Yazı: Harun Raşit UYSAL