Psychological Science adlı akademik dergide yayımlanan bir araştırmada insanların yaşlandıkça yalnız olma eğilimlerinin arttığı ortaya kondu.
Yayımlanan yeni bir araştırmada yetişkinlerin yaşlandıkça daha yalnız olma eğiliminde oldukları saptandı. Söz konusu çalışma, yetişkinlikte yalnızlığın U şeklinde bir model izlediğini; genç ve ileri yetişkinlikte daha yüksek olduğunu ve insanların çalışmakla, evlenmekle veya çocuk yetiştirmekle meşgul olduğu orta yaş döneminde en düşük olduğu ortaya çıktı.
Bulgular, genç yetişkinlerin yeni bir işe başlamak ya da eğitimlerinde değişiklikler yapmak gibi yaşam değişikliklerini yönetmeye çalışırken kendilerini daha yalnız hissedebileceklerini, yaşlıların ise eşlerini kaybettiklerinde ya da sağlık sorunları yaşamaya başladıklarında yalnızlık çekebileceklerini gösterdi.
Söz konusu çalışmada ayrıca kalıcı yalnızlığı daha yüksek olan kişilerin orantısız bir şekilde kadınlar, daha düşük gelire sahip insanlar ve daha az eğitimli kişiler olduğu ortaya kondu.
Araştırmada sosyal izolasyon, eğitim düzeyi ve fiziksel engellilik de dahil olmak üzere yaşam boyunca artan yalnızlık için çeşitli risk faktörleri etmen olarak kabul edildi.
Yİne çalışmada daha yüksek kalıcı yalnızlığa sahip kişilerin orantısız bir şekilde kadın, daha düşük gelire sahip, boşanmış veya dul oldukları ve bunlara ek olarak sigara içtiği veya daha zayıf bilişsel, fiziksel veya zihinsel sağlığa sahip olduğunu ortaya çıktı.
ABD’deki Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi’nde Doçent olan sorumlu yazar EileenGraham, “Çarpıcı olan, yalnızlıktaki artışın ileri yetişkinlik döneminde ne kadar tutarlı olduğuydu Yalnızlığın daha kötü sağlık durumuyla ilişkili olduğuna dair çok sayıda kanıt var, bu nedenle kimin yalnız olduğunu ve insanların orta yaştan itibaren neden daha yalnız hale geldiklerini daha iyi anlamak istedik, böylece bunu azaltmanın yollarını bulmaya başlayabiliriz” açıklamasında bulundu.
Çalışmanın ortak yazarı Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Tomiko Yoneda da, “İnsanlar yaşlandıkça ve genç yetişkinlikten orta yaşa doğru geliştikçe, yetişkin arkadaş gruplarını, sosyal ağlarını ve hayat arkadaşlarını sağlamlaştırarak kök salmaya ve yerleşik hale gelmeye başlarlar. Evli insanların daha az yalnız olma eğiliminde olduğuna dair kanıtlarımız var, bu nedenle evli olmayan yaşlı yetişkinler için devam eden anlamlı sosyal temas noktaları bulmak muhtemelen kalıcı yalnızlık riskini azaltmaya yardımcı olacaktır” cümlelerini kaydetti.
Uzmanlar, insani bağlantı eksikliğinin aynı zamanda erken ölüm riskini de artırabileceğini öne sürdü.
Graham bulguların, özellikle yaşlı yetişkinler arasında yalnızlık seviyelerini azaltmayı beklemek için yetişkinlik boyunca eğitim seviyesi ve düşük gelir gibi sosyal eşitsizliklerin ele alınması gerektiğini vurguladığını söyledi.
Araştırmada İngiltere, Almanya, İsveç, Hollanda, Avustralya ve İsrail gibi ülkelerde yapılan dokuz çalışmada U şeklinde bir örüntü tespit edildiği dile getirildi.
Yetişkinliğin ilk safhalarında daha yalnız bir dönem olmasıyla ilgili olarak araştırmacılar, verilerin ergenlik döneminin sonunda, genç yetişkinlerin genellikle eğitim, kariyer ve arkadaş grupları gibi birçok önemli yaşam geçişini yaşadıkları dönemde başladığını söyledi.
Graham çalışmaya ilişkin açıklamasında, “Çalışmamız benzersizdir çünkü aynı soruyu yanıtlamak için tüm bu veri setlerinin gücünden yararlanmıştır. Yalnızlık yaşam süresi boyunca nasıl değişir ve zaman içinde daha fazla veya daha az yalnız olmaya hangi faktörler katkıda bulunur?” yorumunda bulundu.
Araştırma orta yaşlı yetişkinlerin neden en az yalnız olduğunu incelememiş olsa da, uzmanlar bunun nedeninin hayatlarının genellikle evli olmak, işe gitmek ve çocukların arkadaşlarının ebeveynleriyle arkadaş olmak gibi sosyal etkileşimler içermesi olabileceğini öne sürdü.