Yaz ayları yavaş, yavaş yerini sonbahara bırakırken, acı bir hüzün kaplar içimizi. Bir vedaya hazırlanır gibi buruktur yüreğimiz, dalından düşen yapraklar gibi sararmış, solgundur yüzümüz…
“Bir sükundur sonbahar.” Sessizliğin şiiri, yalnızlığın türküsü çınlar kulaklarımızda. Baharda yeşerttiğimiz umutlarımızın, sonbaharda kuruyup, yok olacak telaşına kapılırız.
Bu yıl da gelenek değişmeyecektir. Yaralı yürekler; hüzünlü kalpler, hasret çekenler, umutlarını kaybedenler…vb. Bütün suçu yine “eylül” e yükleyip içlerini rahatlatmaya çalışacaklardır. Ve “eylül” bütün bu suçlamalara rağmen o büyük sabrıyla yaraları saracak, bir ana şevkatiyle herkesi kucaklayacaktır.
Oysa o sessiz, gürültüsüz, bir dinlenişi yansıtır. Huzursuzluğun değil, gerçek huzurun adresidir. Gözler o tablolarda dinlenir, ruhlar onunla sükunete ererler. Düşen yapraklarda arar herkes anılarını ve derinliklerine dalarak sararlar yaralarını…
Kısaca eylül de tıpkı bizler gibi yaralıdır, bir yanı eksiktir ve bizi bir o anlar. Aslında kötü yakıştırmalar yerine, ona erişmiş olmanın şükrünü göstermeliyiz. ” dertlinin halinden derdi bilen anlar” O yüzdendir ki “eylül” kaçacağımız değil, güvenle sığınacağımız bir limandır…
“Bir sükundur sonbahar.” eylül, ekim, kasım…
Ey sonbahar!
Evet adı üstünde; bahar. İlkbahar kadar sonbahar da güzel. Hep suizanna düştük senin hakkında. Bitip giden yaz mevsiminin ardından bakarken seni göremez, anlayamaz olduk. Ayrılık şiirleri yazdık, firak besteleri yaptık senin için. Oysa sen de bahardın; evet son da olsa bahar…
Oysaki gülmeleri en sona bırakmazlar mıydı? Biz de öyle düşündük. Sonlarda gülelim dedik ama oldu mu acaba? Blemeyiz ki belki de olmuştur.!
Baharın olduğu kadar, sonbaharın coştuğu günler de yılların biriktirdiği külleri silkelemek için bize en güzel fırsatları sunacaktır. Bu fırsatları yakalayabilmek için gelin el ele verelim, umutsuzluğa kapılmayalım. Sararıp düşen sonbahar yapraklarını gelin hep beraber toplayalım ve yürüyelim ağaçlar arasında hışırtılı sesler içinde. Sevdalı şarkılar söyleyelim gökyüzüne doğru. Bulutlarla selam söyleyelim bütün aşklara; aşıklara, aşk dolu yüreklere, sevenlere, sevilenlere…
Ve yepyeni baharlara yelken açalım umutla, sevgiyle…
” Güz gülleri gibi yüzün hiç solmasın, İlkbahar gibi hep taze bahar kalsın…” Tüm okurlarımıza en kalbi duygularımızla keyifli okumalar olsun….Saygılar…
Ziya VAR Şair-Yazar-Halk Ozanı (11.09.2023)
Fisun YAŞA Şair-Yazar-Eğitimci (11.09.2023)
HAZAN DÜŞTÜ YÜREĞİME
Sonbahar yaprakları, dökülür birer, birer
Her yanı hüzün sarar, canlanır hatıralar
Bilmem ki bu ayrılık daha kaç mevsim sürer
Seni benden uzağa savurur fırtınalar
*
Umutsuz bakışlarla uzaklara dalınca
Anılara sarılıp, gözler yaşla dolunca
Kurduğumuz hayaller bir gün hüsran olunca
Eskimez tazelenir, kabuk tutmaz yaralar
*
Verdiğin resimlerin, hep karşımda duruyor
Gözlerim nemli, nemli bakıp seni arıyor
Hasretin silah gibi, sol yanıma vuruyor
Bana cehennem gelir, sensiz inan buralar
*
Bir kerecik arasan, sen de beni yoklasan
Maziyi unutmayıp, hep kalbinde saklasan
Boynuma sarılıp da, bir gül gibi koklasan
Gönlüm bayram ederdi, kapanırdı aralar
*
Aşık Ziya perişan, sevdasını özlüyor
Çıkıp da gelir diye yollarını gözlüyor
Yaşamak kâbus oldu, inim-inim sızlıyor
İçimdeki özlemin yüreğimi paralar
Ziya VAR
SONBAHAR GÜZDE BEN SANA GELDİM
Hani sen hayaldin ben de bir düştüm
Uyandım sabaha ben sana geldim
Bir eylül akşamı yollara düştüm
Kuruyan yaprakla ben sana geldim
*
Seni düşündüm hep, yumdum gözümü
Bir ömrü adadım, tuttum sözümü
Yaktığın ateşle yuttum közümü
Kuruyan yaprakla ben sana geldim
*
Düşen her yaprağı yaktım hüzünle
Duman duman uçtu baktım hüzünle
Bir dilek tutup da aktım hüzünle
Kuruyan yaprakla ben sana geldim
Fisun YAŞA
Geldi yine hazan, derdim hep hüzün
Soluyor umutlarım her geçen gün
Apansızca esen yağar yelleri
Gizler ardında yitip gidenleri
Tebrik ederim.
TÜRK EDEBİYATININ YAŞAYAN DEĞERLİ ŞAİRLERİ, SİZLERİ YÜREKTEN KUTLUYORUM. YAZI VE ŞİİRLERİNİZ GERÇEK BİR SANAT DEĞERİNDE. SİZLERİ KUTLUYORUM. SİZDEN RİCAM BİZLERİ DEĞERLİ ESERLERİNİZDEN MAHRUM ETMEYİN.
Güzel