Birleşmiş Milletler Teşkilatı Ne Zaman Kapatılacak?

24 Ekim 1945 tarihinde dünyadaki savaşları sona erdirerek dünya barışına sözde katkıda bulunmak için kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı, görevini yerine getiremez duruma düşürülmüştür. BM Teşkilatı gerçekten bir barış kuruluşu mudur? Yoksa ABD’nin Müslümanları kontrol altına alan bir maşası mıdır?

Uzay çağı, bilgi ve bilim çağı, insan hakları çağı, milenyum çağı diye yutturulan bu devirde; teşkilata üye olan 193 ülkenin gözü önünde Filistinlilerin katledilmesine devam ediliyor! Nerede insan hakları kuruluşları, nerede barışsever insanların kurduğu dernekler, aktivistler nerede? Elinde silah olanlarla savaşıyoruz diye bizleri kandıran caniler, elinde silah olmayan Filistinli kadın ve bebeklerin katledilmesine acımadan devam ediyorlar… Neden? Çünkü, katledilenler Müslüman, katleden ise Yahudi ve Hıristiyanlardır. Bunun tam tersi olsaydı, bu savaş bu kadar uzun süre devam edebilir miydi? Tabii ki devam edemezdi!

Dünya barışına katkıda bulunmak için kurulduğu iddia edilen fakat gerçekte öyle olmadığını, yaşayarak gözlerimizle gördüğümüz BM teşkilatı görevini yerine getirmiş oluyor mu? Maalesef, görevini yerine getiremiyor. Biz bu örneği daha önce de Bosna Savaşında yaşamıştık. Çünkü orada katledilenler de Müslüman’dı! Müslümanlar katledildiğinde BM teşkilatı nedense ağırdan almayı çok iyi biliyor ve görmezden gelebiliyor. Ölenler Hıristiyan veya Yahudi olduğunda ise çok çabuk bir şekilde harekete geçebiliyor. İşte o zaman, Hıristiyan ve Yahudi hakları “İnsan Hakları” adıyla gündeme getirilip, uygulamaya konularak gerekli müdahaleler yapılabiliyor. Bu çifte standardı, bu ikiyüzlülüğü anlamakta bir hayli zorlanıyoruz.

Güvenlik konseyindeki 5 daimi üye ülkeler bu değişmezliklerini, üstünlüklerini kimden hangi yetki ile almışlardır? Ellerinde bunu gösteren bir belge mi var? Yoksa zorla mı elde etmişlerdir? Şimdiki bu durum insan haklarına uygun mudur? Bu 5 daimi üye neden sırayla değiştirilmiyor? Daimi üyelere baktığımızda hepsi de Hıristiyan ülkelerden oluşuyor. Diğer dinlere mensup devletlerin de bu daimi üyelerin içinde dönerli olarak görev almaları gerekmez mi?

BM Teşkilatına bağlı olan 17 adet kuruluş olduğunu görmekteyiz. Ortadoğu’daki bu katliamlar devam ederken bu 17 kuruluşun dünya barışına yaptığı katkıyı neden göremiyoruz? Bu kuruluşlar, katliamlara seyirci kalsınlar diye mi kuruldu?

BM Teşkilatına üye olmak için şöyle bir madde göze çarpıyor: “Barışsever bir devlet olmak”. Bu maddenin üyelik için gerçek bir madde olduğuna inanmıyorum. Bu tamamen göstermelik ve aldatmaca bir maddedir. Üye olan ülkelerden İsrail mi barışsever bir ülkedir? ABD mi barışsever bir ülkedir? Bu ülkelerin, barışsever değil savaş sever ülkeler olduğuna inanıyorum. Barışsever ülkeler oldukları için mi bu kadar çok silah satışı yapıyorlar?

15 üyesi olan BM Güvenlik Konseyinin görevleri arasındaki şu madde dikkatimizi çekmektedir: “Silahlanmayı denetleyecek planlar hazırlamak”. Bu madde, Müslümanların silahlarını denetlemek için yazılmış olmalıdır. Güvenlik Konseyine üye olan beş daimi üyenin silahlanmasını ve satışını hangi kuruluş denetleyecek acaba? Onların dokunulmazlığı mı var?

İşte gerçek olmayan bu maddeler yüzünden görevini yerine getiremeyen BM Teşkilatı, dünya insanlarını aldatmaktan vazgeçerek en kısa zamanda teşkilat olarak kendini ortadan kaldırdıklarını dünyaya ilan etmelidir.