Diş sıkma hastalığı olarak bilinen BRUKSİZM (Diş Gıcırdatma ve sıkma), genellikle uyku sırasında gerçekleşen dişlerin istem dışı ve güçlü bir şekilde sıkılmasıdır. Sabahları uyandığınızda çene eklemi bölgesinde ve bu bölgede ki ilgili kaslarda ağrı varsa bu durum ağız ve diş sağlığına önemli zararlar verebilen diş sıkma ve diş gıcırdatma alışkanlığınızdan kaynaklanıyor olabilir. Bu tür rahatsızlıkları olan kişilerde uyku bozukluğu, yorgun uyanma, baş ve boyun ağrıları gibi belirtilerin görülebildiğini ve bu kişiler de sabah uyandıklarında çiğneme kaslarında ve dişlerinde ağrılar hissedebilirler. Halk arasında diş sıkma ya da gıcırdatma olarak bilinen bruksizmin en önemli ve en yaygın belirtisi sabah kalktığında yüz kaslarında, çene ekleminin yan kısımlarında, baş ve boyun bölgelerinde oluşan ağrılardır.
Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir. Diş sıkma ve gıcırdatmanın birçok nedeni vardır ve bu nedenler arasında; stres ve kişisel özellikler, uyku düzeni, uyku esnasındaki solunum bozuklukları gibi faktörler sayılabilir. Diş sıkan hastada çene eklemi bölgesinde ve bu bölgedeki ilgili kaslarda ağrı olmakla beraber ilerleyen dönemlerde çene eklemlerimizde probleme sebep olmakla beraber bu durum çene eklem rahatsızlığına kadar götürebilir. Ayrıca, hastanın migreni boyun ağrıları, sırt ağrıları, boyun fıtığı, bel fıtığı gibi durumları da tetiklenebilir.
Bruksizmi olan kişiler, uyanıkken (uyanık bruksizm) veya uyku esnasında (uyku bruksizmi) bilinçsizce dişlerini sıkabilirler. Ancak gün içersinde farkındalık daha yüksek olduğu için kişi bu durumun etkilerinden kaçınabilir.
Başvuran hastalarda yapılan muayenede kuvvetli sıkmaya bağlı aşınmayla ortaya çıkan diş boyu kısalığı ve dişlerin yüzeylerinde ince hatlı çatlaklar görülebilmektedir. Diş yüzeyi aşınmaları sonucu dişlerde hassasiyete ve ilerleyen zamanlarda aşırı aşınmaya bağlı olarak diş sinirinin açığa çıkmasına neden olabilmektedir. Hastalarda sıcak-soğuk hassasiyeti, dişlerdeki mine dokusunun incelmesi nedeniyle anormal bir hal almış olabilir. Herhangi bir travma olmadığı halde diş mine kırıkları ve geçmişte yapılmış restorasyonlarda kırılmalar da görülebilir. Ayrıca, dişlerin devamlı birbirlerine sürtmesi sonucu dişler zarar görebilir ve boyları kısalabilir.. Bu durum kişinin dikey boyut dediğimiz burun-çene ucu arasındaki mesafeyi azalmasına neden olur. Bu da yüz görüntüsünde estetik sorunlara neden olabilir.
Başka bir etkisi de çene eklemi içinde görülebilmektedir. Eklem sıvısının azalmasına bağlı olarak eklem başı ve yuvasında aşınmalar buna bağlı olarak da çeneyi açma kapama esnasında tıkırtı, kitlenme, fonksiyon kısıtlılığı ve ağrı da ortaya çıkabilir.
Hastalığın tedavisindeki amaç bu rahatsızlığa sebep olan primer etkenin tespit edilip tedavi edilmesi ve bu süreçte dişlerinde, çene ekleminde oluşabilecek kalıcı zararları önlemek ve ağrıyı ortadan kaldırmaktır. Diş gıcırdatma tedavisinde primer etken tedavi edilene kadar uyku sırasında dişlerin birbirleri ile temasını engellemek amacı ile üst çene için yapılan sadece dişler üzerine oturan 2mm kalınlığında şeffaf bir plağın kullandırıldığını, “Gece plağı” denilen bu apareyin tek başına yeterli olmadığı durumlarda botox gibi bazı ek tedaviler uygulanabileceğini belirtmiştir. Bruksizm’in sebebi dental kaynaklı olmadığı stres kaynaklı olduğuna karar verilirse psikiyatri ile ortak bir çalışma içersine girilmektedir. Eğer dental kaynaklı olduğu düşünülür ; maloklüzyona bağlı bruksizm teşhisi konulursa hatalı yapılmış diş dolgusu ve kaplamaların yenilenmesi gerekebilmektedir . Eksik olan dişlerin yerine konulabilmesi yada aşınmış dişlerin onarılması için protez uygulamaları yapılabilir. Diş sıkma ve gıcırdatma sonucu çene ekleminde ki deformasyona bağlı başka sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Uzun süreli bruksizm sonuncunda massater kas hacmi sürekli sıkmaya bağlı olarak artmakta olup çenenin köşelerinde ki bu hacim yüz yapısının daha kare gözükmesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla bruksizm tedavisi sonucun da alt yüzde bir incelme çenenin önden bakıldığında küçülmesi ve V-yüz dediğimiz görüntü ortaya çıkmaktadır.
Bruksizm, tedavisi mümkün olmakla beraber hastalığın tedavisinde dişler ve çene ekleminde oluşabilecek kalıcı hasarları önlemek ve hastanın ağrı şikayetlerini gidermek amaçlanmaktadır. Tedavide en önemli kritik nokta bu hastalığa sebep olan etkenin elimine edilmesidir. Etken elimine edilene kadar amaç dişlerin koruma altına alınması ise tedaviyi destekleyici bir rol oynamaktadır.
Bruksizm tedavisinde sadece tek bir tedavinin yeterli olmadığını plak botox ve en önemlisi bruksizme sebep olan etkenin ortadan kaldırılmasına yönelik bir tedavinin uygulanması gerekmektedir. Plak ve botox tedavisi hipertrofiye uğramış olan kasın rahatlamasını ve çenenin doğru konumlanmasını sağlayacak olup bu esnada altta yatan primer etkenin de tedavisi ile hastanın bu alışkanlığı rahatlıkla bırakabileceğini vurgulamıştır.
Botoks enjeksiyonu ile kaslara zarar vermeden çiğneme kaslarındaki stres ve aşırı çiğneme kuvveti ortadan kaldırılarak kaslarda rahatlama sağlanmaktadır.
Ancak çok önemli bir konu ise tekrarlayan botoks uygulamalarından kaçınmak gerekmektedir çünkü bilimsel olarak araştırma yaptığımızda çok kritik bir nokta olan botoksun doğru doz ve zamanlama ve gerekli önlemler alınarak uygulanmadığı taktirde incelenmiş olan hayvan ve klinik çalışmalarda çiğneme kaslarına botoks uygulaması sonrasında çene kemiğinde erimenin başlamasına sebep olabileceği görülmüştür. Mandibula kondil ve çene kemiğinde erimeler görülmüş olup botoks’un hücresel ve moleküler mekanizması bilinerek hareket edilmelidir. Botoks un tedavi amaçlı kullanımı esnasında oluşabilecek yan etkilere karşı gerekli önlemler alınarak uygulanmalıdır. Dolayısıyla Botulinum toxin yani halk diliyle botoks uygulamasının bruksizm, maseter hipertrofisine bağlı yüz şeklinin kare hal alması gibi nedenlerle estetik amaçlı olarak, oromandibular distoni gibi klinik şikayetlerin tedavisinde tekrarlı olarak bilinçsiz kullanımından kaçınarak gerçekten gerekli görüldüğü taktirde bruksizm’de ise plak uygulaması gibi tedaviye yardımcı olarak uygulanması gerektiği ve aslında bruksizm tedavisinde çin altta yatan etkenin tedavi edilmesi gerekmektedir.