Eğitim, spor ve sanat

Eğitim, spor ve sanat birbirini destekleyen kavramlardır. Eğitimsiz bir spor veya sporsuz bir eğitim anlayışı düşünülemez. Hatta bu kavramlara sanatı da ilave etmemiz gerekiyor. Eğitim kurumlarımızın hemen hemen hepsinde spor faaliyetleri ve sanat çalışmaları yoğun bir şekilde devam etmektedir.

Son yıllarda ülkemizde ve yurtdışında yapılan yarışmalara katılan sporcularımızın kazandığı başarılarda, okullarımızda ve halk eğitimi merkezlerinde açılan spor kurslarının büyük katkıları vardır. Bu kurslarda görev alan beden eğitimi öğretmenlerinin ve usta öğretici antrenörlerimizin de katkılarını unutmamak gerekir.

Eğitim kurumlarının her kademesinde okuyan bir öğrenci, mutlaka bir sporla veya bir sanat dalı ile meşgul olmalıdır. Bunun için velilerimizin de çocuklarını bu alanlara teşvik etmesi gerekiyor. Velilerimizin şu kaygıya kapılmaması gerekir: “Çocuğum, okuldaki dersine çalışmayıp, spor ve sanatla uğraşırsa derslerinde başarısız olur veya akademik başarısı düşer ve sınıfta kalır”. Bu düşünce artık geçerli değildir. Aksine, spor ve sanatla uğraşan öğrencilerin akademik başarılarının daha da arttığını görmekteyiz. Bu etkinlikler, öğrencilerimize spor ahlakı başta olmak üzere sanat sevgisini de kazandırmaktadır. Ülkemizin, mesleki alana katkı yapacak insanlarının yanında, spora ve sanat da katkı yapacak insanlara ihtiyacı vardır. Ülkemizde en çok izlenen futbol ve basketbol sporlarından sonra diğer sporlardaki izlenme sayısı çok düşük kalmaktadır. Ülkemizin birçok yerinde açılan sanat sergilerine de katılımın yeterli olmadığını görüyoruz. Eğitim kurumlarımızın, öğrencilerimiz için düzenleyeceği müze, sanat sergileri ve spor müsabaka ziyaretleri velilerimiz tarafından desteklenmelidir. Bu alışkanlıkları küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza kazandırmak yerinde olacaktır.

Okul derslerinden boş vakit kalırsa, spor ve sanatla uğraşmak yerine eğitimin bir parçası gibi düşünülüp, spor ve sanata önem verilmelidir. Öğrencilerimizin hafta içi öğleden sonra veya hafta sonu tatillerinde, sporun veya sanatın bir dalıyla uğraşması onları daha da başarılı bir duruma getirecektir. Onlara özgüven kazandıracaktır. Devletimizin milli olan ve yurt dışında derece yapan sporcularımıza verdiği destekler spor ödül yönetmeliğinde belirtilmiştir. Bu ödüller, genç sporcularımızın önünü daha da açacaktır.

Türkiye’de futbolun beşiği olan Kadıköy’de doğup büyüyen, Fenerbahçe’nin çoğu antremanlarını, şimdiki futbol stadı yapılmadan önce dereağzındaki toprak sahada izleyen bir kişi olarak,1970’li ve 1980’li yılları çok iyi hatırlıyorum. Ülkemizdeki büyük futbol takımlarının antrenörleri ve sporcuları o zamanki Yugoslavya’dan transfer ediliyordu. Bunun sebebini yıllar sonra anlıyor ve öğreniyorum. 1978 yılında folklorcu olarak Almanya’daki etkinliklere katılmak üzere İstanbul’dan otobüsle giderken, yolumuzun üzerindeki Yugoslavya’da birçok yeşil futbol sahaları görmüştüm. Hatta, büyüklerimiz şunu söylerdi: “Yugoslavya’daki okul öğrencileri, futbol dersinden geçemezse sınıfta kalırdı”.

Akademik eğitim, spor ve sanatla desteklendiği sürece eğitimin kalitesi daha da artacak ve kalıcı olacaktır.