Ev Sahibi ve Emlakçılara Kötü Haber: Artık Bekara Ev Var

Ev Sahibi ve Emlakçılara Kötü Haber: Artık Bekara Ev Var

“Bekara Ev Yok” diyen ev sahibi ve emlakçıya idari para cezası.

Çeşitli gazete ve basın organlarında da çıkan haberlere göre; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), ayırımcılık yasağını ihlal ettikleri gerekçesiyle bekar erkeğe ev kiralamayan ev sahibine 5 bin, emlakçıya ise 3 bin TL idari para cezası uygulanmasına karar verdi.

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU’NA BAŞVURDU

Her şey İstanbul’da yaşayan bekar bir adamın ev kiralamak istemesi ile başladı. Gittiği emlakçı ‘ev sahibi bekara ev vermiyor’ deyince Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na başvurusunu yaptı.

Başvuruyu inceleyen TİHEK ,”Bekar erkeklere evin kiralanmaması” talimatının ev sahibi tarafından verildiği iddiası nedeniyle ev sahibinden ve emlakçıdan yazılı görüş istedi. Emlakçı, kuruma yaptığı savunmada muhatap ev sahibi, daha önce dairesini bekar erkeklere kiraladığında çok sorun yaşadığını, bu sebeple dairesini bekarlara kiralamak istemediğini, gayrimenkul danışmanlarının ev sahibinin kriterlerine uygun kiracı bulmakla mükellef olduklarını ifade etti.

EV SAHİBİNE 5 BİN, EMLAKÇIYA İSE 3 BİN LİRA CEZA

TİHEK, yapılan incelemenin ardından ev sahibi ve emlakçının ayrımcılık yasağını ihlal ettiğine ve idari para cezası uygulanmasına karar verdi. ‘Talimatı ev sahibinden aldım’ dese de emlakçı da ceza yemekten kurtulamadı. Ev sahibine 5 bin, emlakçıya ise 3 bin lira ceza kesildi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu daha önce de evini dula kiralamayan ev sahibi ve emlakçıya ceza kesmişti.

KARARIN GEREKÇESİ

Kararda, emlak müşaviri ve başvuran arasındaki cinsiyet ve medeni hal üzerinden gerçekleşen diyalogların ve somut olayın niteliğinin başvuranın cinsiyetinden kaynaklandığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Kiralanmak istenen evin internet sitesindeki ilanına bakıldığında ‘bayana ve aileye’ uygundur ibaresi görülmektedir. Bu ilandan, bekar kadınların evi kiralama konusunda sorun yaşamadıkları, dolayısıyla ev sahibinin medeni hal temelinde değil, cinsiyet temelinde bir ön yargısının olduğu anlaşılmaktadır”.

Ev ilanındaki, ‘Bayana ve aileye uygun’ ifadesine dikkat çeken kurum, sorunun evli – bekar meselesi değil, cinsiyet kaynaklı bir önyargı olduğunu vurguladı. Bir başka ifadeyle ‘cinsiyetçilik ve ayrımcılık’ dedi.

Ayrıca ev sahibinin yapmış olduğu savunma ve emlak müşavirinin yapmış olduğu ‘ev sahibi aile binasına bekar erkek istemiyor’ şeklindeki savunma da ev sahibinin bekar kadınların aile binasına uygun, ancak bekar erkeklerin uygun olmadığı yönündeki ön yargısını ispatlamaktadır.”

Kararda, Borçlar Kanunu’nun 27’nci maddesinde “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.” ifadelerinin yer aldığı, bu hüküm gereği ev sahibinin emlak müşaviri ile ayrımcılık talimatı içeren sözleşme yapmasının 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırı olduğu belirtildi.

Emlak müşavirinin, ev sahibinin verdiği talimatı yerine getirdiğini ifade etse de 6701 sayılı Kanun kapsamında ayrımcılık talimatını uygulamasının yasak olduğu vurgulanan kararda, şunlar kaydedildi:.”

“Bu çerçevede emlakçının ev sahibinin kriterlerine uygun kiracı bulduğunu ve ev sahibinin aile binasına bekar erkek istemediğini söylemesi, ayrımcılık talimatı aldığını ve bunu da uyguladığını göstermektedir. Başvurana bekar erkek olduğu için ev kiralanmaması olayı, ev sahibinin talimat vermesi ve emlakçının bu talimatı uygulaması sonucu gerçekleşmiştir. Bu nedenle ev sahibi ve emlak müşavirinin ayrımcılık yasağını ihlal ettiği tespit edilmiştir”.

‘BEKARA EV YOK DİYENE 15 BİN LİRAYA KADAR İDARİ CEZA KAPIDA  

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), milyonlarca ev sahibini ilgilendiren emsal bir karara imza attı. Dul bir kadına evini kiralamak istemeyen ev sahibine ayrımcılık yasağını ihlalden dolayı 2 bin lira idari para cezası kesildi. Kiralama işlemine aracılık eden emlakçıya da ihlal nedeniyle bin lira ceza verildi. Bu karar, ayrımcılık yasağının ihlali konusunda verilen ilk karar olarak kayda geçti. Ayrımcılık yasağının ihlalinin tespitinde TİHEK’in bin liradan 15 bin liraya kadar idari para cezası kesme yetkisi bulunuyor.

Ev sahibinin artık evini kiralamak istemediği kişiye ayrımcılık yapmadığına dair kuvvetli gerekçeleri olması gerekiyor. Dul bir kadına evini kiralamak istemeyen ev sahibine ayrımcılık yasağını ihlalden dolayı para cezası kesildi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), medeni hali nedeniyle ayrımcılık yapıldığını belirterek, ev sahibine 2 bin, emlakçıya da bin lira idari para cezası kesti. Karar, ayrımcılık yasağının ihlali konusunda verilen karar olarak kayda geçti.

‘BİRÇOK İLAN DEĞİŞECEK’

Ev bulma konusunda en çok zorlanan kesimlerden biri olan öğrencilerin sokakta kalma kâbusuna da hukuk engel olacak. Bundan böyle, bekâra, öğrenciye ev kiralamayan ev sahiplerini, vatandaşlar TİHEK’e, doğrudan ya da kaymakamlık ve valilikler aracılığıyla şikayet edebilecek.

TİHEK’ten yapılan açıklamada konuyla ilgili, her türlü ayrımcılığa karşı oldukları belirtilerek, Türkiye’de yaşayan mültecilerin de ayrımcılık yüzünden ev kiralayamaması durumunda şikayette bulunabileceğine dikkat çekildi. Cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken medeni hal gibi nedenlerden dolayı ayrımcılık yapılmasının önüne geçildiği söylendi. Ev sahipleri, bu hususlardan birini gerekçe göstererek evi kiralamak istemediği belirtilirse, kanunen ceza uygulanıyor. Birçok emlakçının ilanlarında “Sadece ailelere kiralık” gibi ifadeler yer alıyor. Bu ilanların da değiştirilmek zorunda oldunduğu, aksi halde emlakçılara ceza verileceğini ifade edildi. Buna karşın ev sahipleri evinde oturacak kiracıların evine iyi bakması, komşularını rahatsız etmeme gibi koşulları öne sürebilecek.  

‘ÖNCE UZLAŞTIRMA SAĞLIYORUZ’

Başvurular yapıldıktan sonra, tarafları dinledikleri aktarılan ifadede, “Bizim ilk etapta para cezası vermek gibi bir tavrımız yok. Öncelikle tarafları uzlaştırmaya çalışıyoruz. Taraflar uzlaşma sağlamazsa, ondan sonra durumu değerlendirip ceza veriyoruz” açıklamasında bulunuldu.

Cinsiyeti ve medeni hali nedeniyle kendisine ayrımcılık yapıldığı iddiasiyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) başvuran kişi ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını istedi. Tarafları dinleyen TİHEK ise emsal bir karara imza attı. Kararda özetle şöyle denildi:

“Emlak müşaviri ve başvuran arasında söz konusu evin kiralanmasında yalnızca cinsiyet üzerinden gerçekleşen diyaloglar ve somut olayın niteliği, başvuranın iddialarının medeni halinden değil, cinsiyetinden kaynaklandığını göstermektedir. Somut olayda başvuran, ev sahibinin talimatı doğrultusunda emlak müşavirliğinin kendisine erkek olduğu için ev kiralamaktan imtina ettiğini ifade etmektedir. Başvurana ev kiralanmaması, emlak müşavirinin açıklamaları doğrultusunda ev sahibinin daha önceki erkek kiracılar eve zarar verirken, kadın kiracıların temiz ve titiz bir şekilde evi kullanmalarına ilişkin deneyimine dayandırılmaktadır.

Ne var ki söz konusu deneyimden hareketle, evi kiralamak niyetinde olan bütün erkeklerin eve hasar vereceği kanaatine varmak varsayımdan öte bir gerçeklik taşımamaktadır. Kadınların erkeklerden daha temiz olduğu yönünde genel olarak kabul gören ve objektif bir temelden yoksun olan cinsiyet algısından kaynaklanan söz konusu varsayımın farklı muamelenin nedeni olduğu açıktır. Somut olayda emlakçı ve ev sahibi her ne kadar emlakçının kendisine verilen talimatı yerine getirdiğini ifade etseler de 6701 Sayılı Kanun kapsamında ayrımcılık talimatını uygulamak da yasaktır. Bu gerekçelerle ev sahibi ve emlak müşaviri hakkında idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.”

Cezanın nedeninin cinsiyet temelli ayrımcılık olduğu belirtildi.

Ev sahiplerinin kafasında ise şu sorular var: “Şimdi bu nereden çıktı? Ev benim değil mi? Ben evimi istediğim kişiye veririm. Kim ne karışır?”

Ancak 2016 yılında çıkarılan 6701 sayılı “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu” hiç de öyle demiyor. Kanun 3/2’nci maddesi cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığı açıkça yasaklıyor.

Yasa bu maksatla bir de kurum öngörmüş. İsmi “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)”  Yasayı bu maksatla öngörmüş. Yasa’nın 11. Maddesi ise ayrımcılık yasağının ihlali halinde kurula idari yaptırım kararı uygulama yetkisi vermiş. Yetki bir yana, kurula bu alanı denetleme ve tedbir alma görevini de yüklemiş.

İTİRAZLA YARGIYA TAŞINABİLİR

Habere konu olan ev sahibine ve emlakçıya verilen toplamda 8 bin lira ceza bu yetkiden kaynaklanıyor. Bu idari para cezası kesin bir karar değil; itiraz edip yargıya taşımak mümkün. Bilindiği gibi Anayasa gereği idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir.

Yasa, haberde görüldüğü gibi sırf “cinsiyet” temelli ayrımcılığı yasaklamıyor. “Yaş”, “servet”, “medeni hal” gibi kıstasları da ayrımcılık olarak ön görüyor. Bu durumda “bayana uygun” şeklindeki cinsiyet ayrımı yanında, “gençlere uygun”, “zengine uygun” veya “bekâra uygun” gibi kriterler de “ayrımcılık” olarak sayılacaktır.

Ev sahibi evini önceden bekâr erkeklere kiraladığında birçok sorun yaşamış olabilir. Bu gerekçeyle bundan böyle bekâr erkeklere ev vermek zorunda değildir. Çünkü böyle bir zorlama kişinin özgürlük alanına müdahale etmek demektir. Zaten yasa da ille de bekâra ev vereceksin demiyor. Habere konu olayda muhatap ev sahibi, daha önce dairesini bekâr erkeklere kiraladığında çok sorun yaşadığını, bu sebeple bekârlara kiralamak istemediğini belirtmiş. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus bu niyetin dış âleme yansıtılmamasıdır. Yani yasa, ev sahibinin niyetini önceden açıklamak suretiyle geneli zan altına alan ayrımcı bir ön yargıyı yasaklıyor.

DÜZENLİ MAAŞI OLMAYANA EV YOK!

Koronavirüs salgını kiracılıkta da yeni bir dönemi başlattı. Evini kiraya vermek için ilan veren mülk sahipleri artık düzenli maaş alan ‘kurumsal çalışan’ı tercih ediyor. Benzer ilan sayısı giderek artıyor.

Koronavirüs salgınının yayılmasını kontrol etmek için alınan önlemler, ekonomi tarafında ise pek çok sektörde iş hacminin daralmasına neden oluyor. İşini kaybetme tehlikesi yaşayanlar, geliri azalanlar; tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ev sahiplerinin ‘kiracı seçimleriyle’ karşı karşıya kalıyor. Eskiden ‘bekara’, ‘öğrenciye’ ev kiralamayan ev sahiplerinin ‘yeni normal’i ise çalışanlar arasında ayrım yapmak oldu. İnternet sitelerinden verilen sahibinden kiralık ilanlarının pek çoğunda ‘kurumsal çalışan ve memur tercih edilir’ ibaresi yer alıyor. Ev sahipleri ‘her an işsiz kalır’ diyerek artık çalışanlar arasında da ayrım yapıyor. İlanların çoğu İstanbul’da göze çarparken, Ankara, Edirne, Bursa ve birçok ilde benzer ilanlar dikkat çekiyor.

KAPSAMA GiRMiYOR

‘Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik’te yer alan hükümler, mülk sahiplerinin verdiği ‘sahibinden’ ilanları kapsamadığı için bu ilanlara yaptırım uygulanamıyor. Daha önce ‘bekara’ ev vermeyen ev sahipleri hakkında CİMER’e yapılan şikayetler Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na sevk edilmiş, ‘ayrımcılık yasağının’ ihlali gerekçesiyle mülk sahiplerine para cezası verilmişti. Ancak mal sahiplerinin ‘kiracının mesleğine ilişkin tercihi’nin bu kapsamda olup olmadığı şimdilik  tartışmalı. Konuyu uzmanlar değerlendirdi.Korona virüs salgınının yayılmasını kontrol etmek için alınan önlemler, ekonomi tarafında ise pek çok sektörde iş hacminin daralmasına neden oluyor. İşini kaybetme tehlikesi yaşayanlar, geliri azalanlar; tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ev sahiplerinin ‘kiracı seçimleriyle’ karşı karşıya kalıyor.

GAYRIMENKUL HUKUKU DERNEĞİ: “MAL SAHİBİ KİRACI SEÇMEKTE ÖZGÜR”

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, mülk sahibinin, kanuna aykırı bir düzenleme yaşanmadığı müddetçe, kiracısını seçmekte özgür olduğunu belirtti. Pandemi sürecinin çalışanlar açısından birçok zorluk getirdiğini anlatan Kiraz, “PANDEMİ döneminde yeni kısıtlamalarla işlerini kaybeden, geliri azalan çalışanlar oldu. Bu dönemde kiralarını ödemek konusunda sıkıntıya da düştüler. Diğer taraftan ev sahibi açısından bakınca; sadece kira geliri ile geçinen ev sahipleri de var. Bir kişi malını satmaya, kiralamaya zorlanamaz. Pandemi döneminde ortaya çıkan koşullar ev sahibi tarafında, kişiyi, gelirini garanti almaya yönlendirmiş olabilir” diye konuştu.

TÜKETiCiYi KORUMA DERNEĞİ (TÜKODER): “CEZAİ İŞLEM GEREKTİRİR”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, “Toplum olarak daha anlayışlı ve dayanışma içerisinde olmamız gerekir” derken, bu süreçte ortaya çıkan kiracı seçme trendinin ‘ayrımcılık’ olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Benzer uygulamaların daha önce bekara ve dullara ev verilmeyerek yapıldığını hatırlatan Koçal, şunları söyledi:

“Bu tür ilanlar, uygulamalar, insan onurunu inciten, insan haklarına aykırı, kişilerin eşit muamele görme hakkına karşı, haklardan yararlanma ayrımcılığıdır. Toplumu ayrıştırmaya yönelik bu tür uygulamalar önlenmelidir. Kurumsal firmalarda çalışamamak, memur olamamak insanların kendi istekleri değildir. Ev sahiplerine sormak gerekir, evlerinizi insanların barınması için kiraya veriyorsunuz; memur olamayan, kurumsal firmalarda çalışamayan vatandaşlarımız insan değil mi? 6701 Sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu 20/04/2016’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun 5. maddesine göre bu tür ayrımcılık yapmak kanuna aykırıdır ve cezai işlem gerektirmektedir.”

İSTANBUL EMLAKÇILAR ODASI: “BÖYLE BİR YAKLAŞIM DOĞRU DEĞİL”

İstanbul Emlakçılar Odası başkanı Başkanı Nizameddin Aşa, sahibinden verilen ilanlara karşı cezai yaptırım uygulanmadığını belirtirken, emlakçı tarafından ise bu kapsamda verilebilecek ilanların ‘mülk sahibinin tercihi’ olduğunu anlattı.
Aşa, “Emlakçı, ilanlara mal sahibinin talebine yönelik bazı kriterler koyabiliyor ama bunu yapmadan mutlaka mülk sahiplerine öneriler sunulur ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığı paylaşılır. Yeni yönetmelik internet sitelerine de sorumluluk yüklüyor. Yanıltıcı ilanların hızla kaldırılması isteniyor. Ancak bu durumda, yani mülk sahibi tarafından verilen ilana karşı uygulanamıyor” dedi.

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI ve EŞİTLİK KURUMU (TİHEK)

Öncelikle söz konusu kanun ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulması gündeme geldi. Söz konusu Kurum, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurumdur. Kurumun re’sen veya şikayet üzerine ayrımcılık yasağı ihlallerini incelemesi yetkisi vardır.

Yine ilgili Kanun ile kurulan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu, Kurumun karar organı olarak faaliyet yürütmektedir. Ayrımcılık yasağı ihlallerinde idari yaptırımları uygulama görevi de Kurul’dadır.

KURUMA KİMLER BAŞVURABİLİR, HANGİ YOLLARLA BAŞVURULABİLİR?

İnsan hakları ihlalinden zarar gördüğü iddiasında bulunan her gerçek veya tüzel kişi Kuruma başvurabilir. Kurum ilgili şikayetlere dayanarak inceleme ve araştırma yapmak, değerlendirmek ve sorumlular hakkında yasal işlemler başlatmakla görevlidir.

Kuruma başvuru, illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar aracılığıyla da yapılabilir. Ayrıca CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi  www.cimer.gov.tr) aracılığı ile de başvurular Kuruma iletilebilir. Başvuru hakkının etkin bir şekilde kullanılmasına hiçbir surette engel olunamaz. Başvurulardan herhangi bir ücret alınmaz.

İlgililer, Kuruma başvurmadan önce bu Kanuna aykırı olduğunu iddia ettikleri uygulamanın düzeltilmesini ilgili taraftan talep eder. Bu taleplerin reddedilmesi veya otuz gün içerisinde cevap verilmemesi hâlinde Kuruma başvuru yapılabilir. Ancak Kurum, telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali bulunan hâllerde, bu şartı aramadan başvuruları kabul edebilir. Ayrıca dava açma süresi içinde Kuruma yapılan başvurular işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurur.