Aşırı Su Tüketiminden Kaçının

Yaşadığımızın dünyanın %80’i sudan oluşmaktadır ve su, insan varlığı için ilk önceliktir. Hayatımızın sağlıklı bir şekilde devamı için su tüketimi birinci sırada  yer almaktadır. Ancak tüm bu gerekliliklere rağmen, su içmek birçok kişi tarafından ihmal edilebiliyor. Yapılan araştırmalara göre insan vücudu yemek yemeden haftalarca yaşamsal faaliyetleri yerine getirirken susuz ancak birkaç gün yaşayabiliyor. 

Suyun beslenmemizdeki önemine değinen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Beslenme ve Diyet bölümünden Dyt. Şeyma Türköner ‘Bedenimizin %55 -70 i sudan oluşmaktadır ve hayati fonksiyonların devamlılığı için su başrolde yer almaktadır, ancak her şeyin fazlası olduğu gibi suyun da fazla tüketilmesi vücutta zehirlenmeye neden olabilir’ diyerek su tüketiminin önemi hakkında bilgiler verdi.

Vücudumuza aldığımız suyun ortalama 2,5 litresini ter, idrar, solunum ve dışkı yoluyla atarız. Özellikle yaz aylarında bu miktar çok daha fazla olmakta. Bu nedenle sağlıklı bireylerde kilo başına 25-30 ml olacak şekilde önerdiğimiz su tüketimini yaz aylarında kilo başına 30-35 ml olacak şekilde düzenlemek çok daha doğru olacaktır. Su dışında pek çok sıvı (çay, kahve, bitki çayları, meyve suları vs.) hayatımızda hatırı sayılır ölçüde yer alıyor. Ancak bu sıvılardan bazılarının diüretik yani idrar söktürücü etkisi olduğundan vücudun sıvı ihtiyacını karşılayamamakla birlikte vücuttan sıvı atılımını arttırıcı etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle suyu su olarak içmek önemlidir.

Vücudumuz için suyu önemi,

  • Oksijen ve besin ögelerinin hücrelere taşınmasını ayrıca hücresel atıkların böbreklerden atılmasını sağlar. 
  • Vücudun ihtiyaç duyduğu iz minerallerinin birçoğunu içeriğinde bulundurur. 
  • Tükürük ve mide salgısında besinlerin ıslatılmasında görev alır. 
  • Ağız, burun ve gözlerin nemli kalmasını sağlar. 
  • Kasların dengesi ve eklemlerin kayganlığı su ile sağlanmaktadır. 
  • Besinlerin sindirilmesinde ve enerjiye dönüştürülmesinde su önemli bir yere sahiptir.
  • Kan hacmi ve basıncı, su ile dengelenmektedir. Kanın vücuttaki akışkanlığını su sağlamaktadır.

Fizyolojik yararlarının yanı sıra kilo kontrolü için de önemli bir yardımcıdır. Duygusal açlık ataklarınız esnasında su tüketerek kendinizi durdurabilir ve vücudunuza ekstra kalori almaktan kurtulmuş olursunuz. Aynı zamanda her hangi bir mide rahatsızlığınız bulunmuyorsa öğünlerinizin öncesinde bir su bardağı su içerek midenizde doluluk sağlayarak fazla yemek yemekten kaçınmış olursunuz.

İdeal su var mıdır?

Günlük hayatımızda temelde 3 çeşit su bulunmaktadır. Bunlar; doğal kaynak suları, doğal mineralli sular ve şebeke sularıdır. Doğal kaynak suyu, yer altında oluşan kendiliğinden çıkan veya teknik yöntemler kullanılarak çıkartılan sulardır. Doğal mineralli sular yani genel adıyla maden suları da doğal kaynak suları gibi yer altında oluşurlar ancak oluşumları sırasında toprakta bulunan bir takım element ve maddeleri çözündürürler bu nedenle kendilerine has ağır bir tatları vardır. Tansiyon, böbrek veya kalp rahatsızlığı bulunmayan her birey günde 1 – 2 tane maden suyu içebilir. Şebeke suları ise evlerimizde iş yerlerimizde musluklarımızdan akan sudur. Pek çoğumuz şebeke sularına korkarak yaklaşsak da Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisine göre eğer bir su musluktan bizim kullanmamız için akıyorsa sağlıklı olmak zorundadır. Ancak şebeke sularının içerdiği elektrolit kombinasyonu doğal kaynak suları ve doğal mineralli sular kadar zengin değildir. Bir suyun içerisinde ki kalsiyum 250 mg, magnezyum 75 mg, bikarbonat 600 mg’a yakınsa bu su elektrolit yönüyle zengindir diyebiliriz. Suyun içerdiği elektrolitler kadar pH değeri yani alkalilik yönü de önemli bir kriterdir. Suyunuzun pH değeri alkali özellik göstermelidir yani pH değeri 7,2 – 8,5 arasında olmalıdır. Ancak suyunuzu alkali yapmanız için içerisine ekstradan damlalar veya karbonatlar kullanmaya gerek yoktur.

Su zehirler mi?

Hayatımızın temeli gibi beslenmesinin de temeli dengeye dayanmaktadır. Bilinçsiz tüketimde en sağlıklı besinler bile vücudunuza zarar verir. Suyun fazla tüketimi de vücutta zehirlenmeye neden olabilir ve ciddi sonuçlar doğurabilir. Çok fazla alınan su kandaki sodyum ve diğer minerallerin azalmasına neden olur. Eğer kanda sodyum miktarı düşerse hücrelerin içine sıvı geçer ve hücreler şişmeye başlar. Bu durum beyninizde oluşursa ciddi sonuçlara sebebiyet verecektir.

Su zehirlenmesi nasıl olur?

Su zehirlenmesi hemen hemen her insanda oluşabilecek bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığı tetikleyen sadece su tüketimi değildir, bazı ilaçların kullanımı da kanda bulunan su miktarını yükseltecektir. İçme suyundan dolayı yaşanan su zehirlenmesinde net olarak litre miktarı vermek doğru değildir. Ancak metabolizması durgun ve hareketsiz yaşama sahip kişilerin çok yoğun su tüketiminde su zehirlenmesi görülme riski daha yüksektir. Su zehirlenmesinin diğer nedenleri; 

  • Aşırı sıvı tüketmek veya sıvı diyetlerini uzun süre uygulamak,
  • Bazı diüretik ilaçların yan etkisinden dolayı çok sıvı kaybetmek ve kaybı telafi etmek için bol su içmek,
  • Böbrek üstü bezlerin çalışmasında problem olması ve bu durumun etkisiyle böbreklerin su tutması,
  • Bazı böbrek ve karaciğer hastalıkları,
  • Sodyum içeriği düşük sporcu içeceklerinin gün içinde fazla tüketilmesi

Su zehirlenmesinin belirtileri ise şiddetli baş ağrısı, zihinde bulanıklık, ödem, kalp ritminde bozukluk, kas krampları, ishal, kusma ve bulantı hissi, aşırı terleme, yorgunluk ve gerginliktir. Eğer siz de çok su tüketiyor veya sıvı ağırlıklı bir beslenme programı uyguluyor ve belirtilen şikayetleri yaşıyorsanız muhakkak doktorunuzla iletişime geçin ve kontrollerinizi yaptırın. Su zehirlenmesi yaşamamak için beslenme uzmanı kontrolü olmadan sıvı ağırlıklı beslenme programı uygulamayın. Doktorunuzun yazmadığı ilaçları kullanmayınız. Aşırı sıvı tüketiminden kaçının.