ATATÜRK’E HAYRANIM

Askerleriyle birlikte verdiği mücadele sırasında askerlerine “Taarruz değil, ölmeyi emrederek” Çanakkale’yi Geçilmez bir kale gibi ayakta tutan Atatürk’e Hayranım.

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” diyerek şehitliğin önemini ve vatanın bölünmez bir bütün olduğunu belirten Atatürk’e Hayranım.

19 Mayıs 1919 da Samsun’a çıkarak, Türk Ordusunun dağıtılmasını sağlayan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşmasının çöpe atılmasını sağlayacak adımları atan Atatürk’e Hayranım.

13 Kasım 1918’de İstanbul önlerinde demirleyen düşman donanmasına yaşlı gözlerle bakan yaverine “Geldikleri Gibi Giderler” diyerek, Kurtuluş Savaşı’nın başlatılacağı işaretini veren Atatürk’e Hayranım.

Erzurum Kongresi’nin toplanmasını engellemek için Atatürk’le konuşarak O’na bir şeyler dikte etmeye çalışan işgal kuvvetleri komutanı İngiliz Ravlenson’a “Ne pahasına olursa olsun, kongreyi açacağız. Görüşmemiz bitmiştir” diyerek verdiği tokat gibi cevapla, bulunduğu odadan kapı dışarı eden ve milli mücadelenin başlangıç adımını atan Atatürk’e Hayranım.

Erzurum’da iken kendisini telgrafla İstanbul’a çağıran padişah Vahdettin’e “Millet İstiklâline kavuşuncaya kadar Anadolu’da kalacağım” diyerek telgrafın yazılması için baskı oluşturan işgal kuvvetlerini ve onların içerideki ihanet yuvalarını ortadan kaldıran Atatürk’e Hayranım.

Kırık dökük 3 arabayla Erzurum’dan yola çıkıp Sivas Kongresi’ne bir an önce yetişmeye çalışan fakat Erzincan boğazına girmek üzereyken jandarma subayı tarafından durdurularak “Bu yolun eşkiyalarca kesilip kendilerine zarar verilebileceğini” söylemesine rağmen Sivas’a gitmek için korkmadan yoluna devam eden Türk cesaretinin timsali olan Atatürk’e Hayranım.

Erzurum’dan Sivas Kongresi’ne gidecek olan heyetin para sıkıntısı çektiğini görerek kendi parası olan 800 lirayı, bu iş için Mazhar Müfit’e vererek “Ne pahasına olursa olsun Sivas Kongresi’ne tek kişi kalsak da gideceğiz” diyen zor şartların büyük önderi Atatürk’e Hayranım.

Azerbaycan’da yıllar önce katliama uğrayan kardeşlerimizin başına gelenlerden bizi kurtaran, Bosna Hersek’te Müslüman kadınların başına gelen iğrenç olayların, babaannelerimizin ve anneannelerimizin başına gelmesini önleyen ulu önder Atatürk’e Hayranım.

Türk Milleti’nin şerefini ve gururunu koruyan, Türk Bayrağı’nı indirtmeyen, ezanı susturmayan ve özellikle isimlerimizin değiştirilmesini önleyen Atatürk’e Hayranım.

Bu vatanın kurtuluşunda canını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.

Ölümünün 86. yılında Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anmaktan büyük mutluluk duyuyorum.