RSV, İnfluenza, Strep A, Rinovirüs ve Koronavirüs… Özellikle son haftalarda çocuklarda tüm bu hastalıklarda artış gözleniyor. Uzmanlar artışı pandemi nedeniyle son iki yılın maskeli ve izole geçirilmesine bağlıyor. Vakaların daha fazla yayılmaması için hasta çocukların okula gönderilmemesi gerektiği söyleniyor.
Havaların soğuması, okulların açılması ve kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesiyle birlikte çocuklarda görülen hastalıklar arttı. Koronavirüs, influenza, Strep A, rinovirüs, Respiratuvar Sinsityal Virüs (RSV) üst üste geldi… Özellikle son haftalarda sıkça duymaya başladığımız hastalıklar çocuklar arasında yaygınlaştı.
Bu hastalıklardan bazıları benzer belirtilere sahip olduğu için birbirine de karıştırılabiliyor. İnfluenza ya da bilinen adıyla gribal enfeksiyon ateş, baş ağrısı, yorgunluk, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ağrıları gibi belirtilere sahip. Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Strep A çocuklarda boğaz ağrısı, ateş, ciltte kızıl benzeri döküntüler, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde büyüme, damakta oluşan kırmızı noktalar, halsizlik, yorgunluk, üşüme, titreme, kas ağrıları ve baş ağrısına neden oluyor.
Soğuk algınlığı olarak da bilinen rinovirüs, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, ses kısıklığı, halsizlik, öksürük, baş ağrısı, boğaz ağrısı gibi belirtiler veriyor. Yine son dönemlerde yaygın olarak görülen RSV ise kuru öksürük, yüksek ateş, nefes darlığı, dehidrasyon, burun akıntısı, solunum sıkıntısına neden oluyor. Koronavirüsün de ateş, öksürük, nefes darlığı, baş ağrısı, solunum sıkıntısı, gözlerde kızarıklık, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ağrıları, eklem ağrıları, halsizlik, koku ve tat alma kaybı ve ishal gibi çok sayıda semptomu bulunuyor.
Bir çocuktan diğerine kolayca bulaşan bu hastalıklar ailelerde büyük endişe yaratıyor. Çünkü tüm bu hastalıkların biri bitmeden diğerine yakalananların sayısı hiç de az değil. Acil servislere başvuran çocuk hastaların sayısındaki artış da bunu doğruluyor.
Bağışıklık sistemi virüsleri unuttu
“Her yıl kasım ayından nisana kadar gribal enfeksiyon ve soğuk algınlığı hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülüyor” diyen Prof. Dr. Arıca, “Bu yıl biraz daha farklı oldu. Özellikle çocuklarda soğuk algınlığı, yani rinovirüs, parainfluenza gibi viral enfeksiyonel ya da gribin etkeni dediğimiz influenza virüsleri, iki yaşın altındaki bebeklerde ise RSV virüsü çok ön plana çıktı” şeklinde devam ediyor.
Geçtiğimiz yıllara nazaran bu yıl çocukların tüm hastalıkları daha ağır geçirdiğini anlatan Prof. Dr. Arıca, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Çocuklar önceden dört-beş günde toparlarken şu an on günde toparlayamaz hale geldi. Önceden kas ağrıları ve yüksek ateş hemen geçerken şu an çok daha uzun sürmeye başladı. Bunun nedeni aslında pandemi. Son iki yıl pandemi nedeniyle kapandık, maske taktık ve online eğitim yaptık. Vücudumuz virüslere karşı bağışıklık sistemini unuttu. Bu yıl iki yıldan sonra ilk defa karşılaşıldığı için hastalıklar ağır geçiriliyor.”
Grip COVID’ten ağır seyrediyor
Koronavirüs halen görülmeye devam etse de şu an özellikle influenza da denilen gribal enfeksiyon vakalarında belirgin bir artış yaşanıyor. “Gribal enfeksiyon koronavirüsten yaklaşık iki kat daha ağır ve tehlikeli seyrediyor” diyen Prof. Dr. Arıca özellikle çocuklarda, 65 yaş üzerinde ve kronik rahatsızlığı olanlarda hastaneye yatıracak denli sonuçlarla karşılaşıldığını anlatıyor.
Yine bu yıl viral enfeksiyonların yanı sıra bakteriyel enfeksiyonlar da daha fazla görülmeye başlandı. Prof. Dr. Arıca, bu konuda özellikle Strep A bakterisine dikkat çekiyor:
“Strep A bakterisi, yani bizim her zaman gördüğümüz beta bakterisi biraz salgın hale geldi. Geçtiğimiz yıllarda da bu vardı ama bu yıl yine hem biraz daha ağır seyrediyor hem de zincir kırılmıyor. Özellikle ev içinde bu tür enfeksiyonlar bir çocuktan diğer çocuğa, ebeveyne hızlı bir şekilde geçiyor.”
“Hasta çocuklar en az 5 gün okula gönderilmemeli”
Söz konusu hastalık zincirini kırmak için ailelerin okula giden çocuklarına dikkat etmesi gerekiyor. Prof. Dr. Arıca böyle bir enfeksiyon varsa ebeveynlerin çocuklarını mutlaka en az beş gün okula göndermemeleri gerektiğini söylüyor.
Yine bu dönemde ateşin iki günden fazla çok yüksek seyrettiği 2 yaşın altındaki bebeklerin, 65 yaşın üzerindekilerin, kronik rahatsızlığı olanların, özellikle ağır kemoterapi veya kanser hastalığı, kronik akciğer, kalp, böbrek hastalarının da risk altında olduğunu belirtiyor. Ve tüm bu risk grubunda olanların enfeksiyonlarla karşılaştıklarında hemen hekimlerine başvurarak hızla tedavilerine başlamalarını öneriyor.
Bulaşmaya karşı önlem alınmalı
İlaç tedavisinin ardından da tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Tedaviye başladıktan sonra en az 48 saat boyunca virüs ve enfeksiyonların yayılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Arıca, bu süreçte çocukların yine okula gönderilmemesini öneriyor. Bulaşmayı önlemek için alınması gereken diğer önlemleri ise şöyle sıralıyor:
“Hijyene dikkat etmeliyiz. Sınıflar çok kalabalıksa, özellikle 30 ve üzeri öğrenci varsa ya da küçük bir sınıfsa mesafeye de dikkat edilmeli. Geçtiğimiz dönemlerdeki gibi maske zorunlu değil ama elimizden geldiğince -maskesiz bir şekilde bile olsa- o mesafeyi koruyup hijyen kurallarına uyarsak aslında bu zincir kendiliğinden kırılacak.”
Süper enfeksiyon nedir?
Son zamanlarda aileler çocuklarında baş ağrısı, ateş, boğaz ağrısı ve ishal gibi sağlık sorunlarının art arda göründüğünden yakınıyor. Bu da akıllara çocuklar birden fazla hastalığı aynı anda mı geçiriyor sorusunu getiriyor. “Aslında virüs enfeksiyonları çocukta tüm organları etkileyebiliyor” diye konuya açıklık getiren Prof. Dr. Arıca, durumu şöyle anlatıyor:
“Ateş ve öksürükle başlayıp yorgunluğa ve kas ağrılarına sebep olabiliyor. Gözlerde yaşarmaya, hapşırmaya sebep olarak solunum yollarını etkileyebiliyor. İştahsızlık, mide bulantısı, kusma, ishal, mide ve bağırsak hastalıklarına kadar ilerleyebiliyor. Biz bunlara “süper enfeksiyon” diyoruz. Yani bir virüsün üzerine daha geçmeden başka bir virüs veya bakteri ekleniyor.”
Enfeksiyon ve soğuk algınlığı gibi durumlarda doktor önerisi olmadığı müddetçe kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. Arıca, “Çünkü viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanılmaz. Hastalığı daha da ağırlaştırabilir. Ancak Strep A bakterisi, yani beta mikrobunun antibiyotikle tedavi edilmesi gerekiyor” diyor.
Geceleri semptomlar artıyor
Çocukları hasta olan ailelerin endişelendiği bir başka durum ise gündüz hastalığı hafif semptomlarla seyreden çocukların yakınmalarının gece birden bire artması. Bunu “vücutta gündüzle gece arasında yaşanan ortalama yarım derece ile bir derece arasında seyreden vücut sıcaklığının artması” olarak açıklayan Prof. Dr. Arıca sözlerine şöyle devam ediyor:
“Çocuğun sabah 38 derece olan ateşi gece 39 dereceye fırlayabiliyor. Bu nedenle özellikle gece semptomlarına, gece öksürüklerine, gece solunum sıkıntılarına dikkat etmeliyiz. Gündüz iyi olan çocuk, özellikle 2 yaşın altındaki ve yaşlı dediğimiz 65 yaş üzeri olanlar ve kronik rahatsızlığı olan kişiler gece dikkat etmeliler. Bu tür şikayetleri arttığı zaman hemen acil servislere başvurmaları gerekiyor. Zaten şu an acildeki yoğunluğun büyük kısmı akşam 18.00-24.00 arasında yaşanıyor.”
Kaynak: Trt Haber