Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Mayısta enflasyonun yüzde 50’nin altına düştüğünü ve sonra daha da gerilere gittiğini göreceğiz.” açıklamasını yaptı.
Haber Global’de açıklamalarda bulunan Bakan Nebati’nin ifadeleri şöyle:
Türkiye’de dövizin artışı demek doğrudan fiyatların artırılması olarak görünüyor. Salgından yeni çıkmış bir dünya ve üzerine gelen savaş, enflasyon olgusunu çok tartışılır bir hale getirdi. Enerji fiyatlarının çok hızlı bir şekilde yükselmesi de enflasyonun Türkiye’de en fazla hissedildiği ülkelerden bir tanesi oldu.
Aykırı bir hareket yaptık. Teknik bir değerlendirmeden ziyade toplumsal bir karşılığı olması gerektiğini de düşünerek büyümeden ödün vermeden enflasyonla mücadele dedik. Savaş, hedeflerimizi bir miktar ötelese de fiyatların aşağı olarak düşmesini gördük ve enflasyonla mücadelemizi çok daha anlaşılır hale getirdik. Büyümeden taviz vermediğimiz için işletmeler üretmelere devam etti. Yatırım ve üretim arttı. İşsizlik yaşanmadı. Türkiye, 9,7’lik bir işsizlik oranına geriledi.
‘Enflasyon yüzde 50’nin altına düşecek’
Enflasyon niçin hala yüzde 50’lerde? Geçen sene yüzde 80’lerde bir enflasyon gördük, o dönem aralık itibarıyla düşecek dedim, bu etki, döviz fiyatlarındaki hareketliliğinin devam etmesi emtia fiyatlarının düşmesi anlamına geleceği kanaatindeyim. Bugün açıklanan enflasyon, beklentileri karşılıyor. Asgari ücrete artış yapıldı, üretim ve tüketim devam ediyor.
6 Şubat depremlerinden dolayı da yüzyılın afetiyle karşı karşıya kalan ülkemizde böyle bir enflasyon görülmesi, beklenenle karşılaştığımız anlamına geliyor. Gelecek ay, Ramazan ayının getirdiği gıda fiyatı artışına rağmen Mayıs’ta enflasyonun yüzde 50’nin altına düştüğünü ve sonra daha da gerilere gittiğini göreceğiz.
Türkiye’de yazın bahçelerde her türlü sebze üretiliyor, fiyatların da düşüyor olmasında kaynaklanan bir göreceli düşüş var. Kışın ise çok dar bir alanda ve çok ciddi bir maliyetle seracılıkla üretiliyor. Bundan kaynaklı fiyatların düştüğünü görsek de ancak yaz aylarında anlarız. Bu klasiktir, Ramazan ayı gelince gıda fiyatları yükselir. sizi temin ederim ki enflasyon ile mücadele noktasında biz, beklentilerin kırıldığını gördük.
Savaş, döviz fiyatlarındaki artıştan dolayı sürekli fiyat artışlarıyla karşılaşmıştık ama bu yıl geçen yılki oranlara göre yarı yarıya bir baskı oldu. Şimdi fiyatları artıran değil düşüren bir Türkiye var. Geçen yıla kıyasla bir düşüş var.
‘Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı’
Gıda enflasyonu dünyanın tamamında genel enflasyonun üzerinde seyrediyor. Tahıl koridoruna rağmen fiyatların hızla yükseliyor olması kuraklığın artması ve AB ile İngiltere’de sınırlama getirildi, İspanya, Portekiz ve Afrika’da üretilen miktarlarda azalma oldu sebzede. Domates üretimi Türkiye’de çok yükseldi.
Bununla ilgili bakanlıklarımızla birtakım çalışmalar yaptık. Dünyanın tamamı, gıda ile ilgili enflasyonist bir baskı altında. Mayıs ayından itibaren tarladaki üretimleri alacağız ancak bu tarihten itibaren fiyatların düştüğünü görmüş olacağız. Türkiye’nin bir yıl arayla bir soğan patates fiyat yüksekliği yaşadığı malum. Çiftçi, fiyatlar yükselince yüksek üretime giriyor, üretim artınca satacak kimse bulamıyor, geçen yıl biz aldık ve dağıttık, bir kısmı da çürüdü.
Çiftçi bir yıl kazanıp bir yıl kaybediyor ama bizim çiftçiyi çok iyi korumamız gerekiyor. Ürün bazında üretimin belirli bir planda yapılması için Tarım Bakanımızla anlaşmaya vardık. Biz de Bakanlıkça çok net söylüyoruz, bu düzlemi yakalamak lazım. İnsanların soğanın ucuz ya da pahalı olmasını insanların konuşmasından çıkarmamız lazım. Tüketiciye bir zarar varsa bunun kamu tarafından karşılanması için bir toplumsal duruş açısından net irade koyalım.
Türkiye’de damak tadı değişti. Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor, kokusundan dolayı. Bunu da değiştirmek lazım. Bu işlerin belirli bir plan çerçevesinde yapılması ve kamunun elini taşın altına koyma konusunda çekinmemesi gerekir. Bizim burada yapmamız gereken, aracıların fiyatları artırıp artırmaması çok önemli.
Elbette kasıtlı fiyat artıranlar da vardır. Kasıtlı işler yapılıyor olması ahlaki olarak anormal ama bunlarla bizim incelemelerimiz var, ciddi düzenlemeler yapıyoruz. Fahiş gelir elde ediliyorsa, ithalat yoluyla da insanlarımız ucuz ete ulaşmalı.