Türkiye’de Trafik Sorunu Gerçeği;

İyi günler sevgili okurlar.

Bu yazımda ilk yazımda belirttiğim gibi ülkemizde bir türlü önüne geçemediğimiz ve trafik kazası olarak ifade ettiğimiz bir anlayışın etkileri üzerinde duracağım.

TUİK veri bankası rakamlarını belirli bir zaman aralığını kapsayan süreci derleyerek elde ettiğim istatistiksel sonuçları yansıtan rakamlar ile bağıntı kurduğum birtakım değişimlerin etkileri, karşılaştığımız pek çok gerçeğin nedenin sayısal iz düşümüdür. 

Bu çalışmada temin ettiğim verilere ilişkin veri aralığını kısıtlamak zorunda kaldım. Çünkü, verilerin periyodik dizilişinde değişim ölçülerini tam olarak yansıtmayacak dağılım söz konusuydu.

Aslında bu tür verilerin gerçeğe çok yaklaşan bir biçimde çözümlenebilmesi için; cinsiyet, yaş grubu, vaka zamanı, gerçekleşen olayların nasıl ve nedenselliği, araç türü, araç performansı, mevsimler gibi etkenler hakkında detaylı veriler ile eldeki bu değerleri bilgiye dönüştürecek çalışılma imkânı sağlayan veri havuzu yani ana kütle elemanarı kadar kişisel deneyim de önemlidir.

Araştırmaya yönelik hazırlık sürecinde 2008 ile 2023 yılları arasında nüfus rakamları ve bu rakamların bir önceki yıla göre değişim oranları kullanılmıştır. Yine aynı tarih aralığında kara vasıtaları sayıları ve bir önceki yıla göre değişim oranlarına baktığımızda Nüfus artışındaki değişim oranı sürekli azalan bir eğim gösterirken otomobile olan taleplerde artış gözlemlenmektedir.

2023 yılı envanter kayıtlarına göre trafikteki toplam araç sayısı 26.482. 847, kara taşıtları sürücü belgesi olanların sayısı 32,321,021 kişi olduğuna, her yıl %5 kaza gerçekleştiğine ve bunlardan ölümlü kaza oranları son 13 yılda binde 11’ den binde 18’e yükseldiğine ve eğitim oranı da arttığına göre üzerinde düşünülüp önlemler alınması gereken çok kapsamlı hedefler olması gerekir.

Giderek artan park yerleri sorunu, daralan caddelerde manevra ve görüş mesafesi kabiliyetinin azalması, eğim açısı yüksek olan yollarda çıkış yönünde keyfe keder hız düşürme kasislerinin yapılması, toplu taşımalarda durak harici yolcuya hizmet anlayışı, sinyalizasyon kuralı tanımama, önceliklerin ve nedenlerinin bilinmemesi veya uygulanmaması, alt yapı çalışmaları için kazılan yolların uzun müddet sürüncemede kalması, yeni yapılmış olan yolların, kısa bir zaman sonra yeniden kazılması hatta ve hatta esnafın dükkanında satması gerekeni sokağa taşıması gibi…Böyle bir kuralsız kültürü anlamak gerçekten çok zor.

Örneğin hız düşürmek için uygulanan ancak kurallara dikkat eden sürücüleri bezdiren dur kalk hamleleri nedeni ile ithal ettiğimiz petrol hem bireysel hem de milli ekonomide sarfların artmasına  ve ithal kalemlerin maliyet artışına, ihraç giderlerinin sağlayacağı faydanın gereksiz harcamasına neden olduğu gibi arabaların da çabuk yıpranmasını kolaylaştıran bu saçma sapan uygulama yerine sadece kurallara uymayanların adresine yapay zeka tarafından araç ve plakası tanımlanıp adrese doğrudan hatırı sayılır bir ceza postalanmasının gerçekleştirilmesi o kadar zor mu?

Şu Arnavut kaldırımları, kenarları tozlu yollar, abartılı modifiye araçlar, ahlakta davranış sınırları tanımayan arsız sürücüler, ana yolda tek teker üstünde gösteri yapan motosikletler, İktisadi ömrünü tamamlamış araçlar ile yola çıkmaya zorlanan vatandaşlar…

Hangisi sizce daha öncelikli? Davranışların bir sınırı vardır. Sınır tanımazlık, başkalarının da hayatını ve geleceğini belirsizleştirir.  Buna hakkımız var mı?

Doğrudan işlenen suçlardan aslında hiçbir farkı olmayan ve adına trafik kazası dediğimiz olaylar ancak vicdanların rahatlatılması için sığınılan mükemmele ulaşmak için kendi kendini aklama hırsı değil mi?

İnsan elbette hata yapar, ancak her hata kaza olarak nitelendirdiğimiz etkeni meydana getirmez. İstatistiksel ölçütler önemlidir. Daha da önemlisi o ölçütlerin ortaya çıkmasına neden olan sonuçların olumlu veya olumsuz olarak toplumun yöneylemini gerçekleştirecek kanıksamadır.

Y.Org.Blm.Uzm. Vahit Sunar