Değerli okurlarım,
Öncelikle, şunu belirteyim ki ne hiç bir siyasi partiye üyeyim ne de hiçbir siyasi partiye sempatim var. Bütün siyasi partilere aynı mesafedeyim. Yaptıkları her iyi bir şeyi takdir eder, her bir yanlışlarını eleştiririm. Bu da benim her vatandaş gibi kanuni ve medeni hakkımdır.
Bunu neden yazdım? Yazdım çünkü ben de artık politik yazılar yazmaya karar verdim. Yapacağım her bir eleştiride taraf veya yandaş olmadığımı şimdiden ifade etmek istiyorum.
Günümüzde her ne kadar Yandaş kelimesi bir partiye mal ediliyor olsa da, ben bir partiyi değil, Yandaş kelimesini bütün partiler için kullanıyorum. Siyasi anlamda yandaşlık; bir partiye sempati duymak değil, ama körü körüne bağlanmak, yapılan yanlışları görmemek ve o parti ne yaparsa illa da doğru kabul etmek hastalığıdır.
BEN BİR ALMANCIYIM
Ben sadece bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım. Bunun dışında hiçbir ülkenin vatandaşı değilim. 42 yıldır ikamet ettiğim ve ömrümün üçte ikisini geçirdiğim, tahsilimi orada yaptığım tam anlamıyla ailem ve çoluk çocuğumla entegre olduğum yani uyum sağladığım (asimile değil) Almanya’da sadece Türk vatandaşı olduğum için siyasi parti seçimlerinde ne aday olabiliyorum ne de oyumu kullanabiliyorum. Bundan doğal bir şey olamaz.
Ama bunun dışında Almanların sahip olduğu bütün haklara sahibim.
Yani iş ararken neden Alman değilsin diye sormazlar. Kendi iş yerimi açabilir konusunda uzmanlık gerektirmeyen her işi yapabilirim. Yaptım da
Yıllarca kendi işimi yaptım kendi işimin patronu oldum. Hatta şirketimde Alman iş arkadaşlarım oldu. Hiç biri alınganlık yapmadı. Herkes kendi görevini layıkıyla yerine getirince hiçbir sorun olmuyor. Burada Liyakat ön plana çıkıyor. Torpille kimse kimseyi işe almıyor. Tavsiye ve liyakat işe yarıyor.
Her türlü faturalı hatları Alman olmadığım için ekstra tarifeyle kullanmadım. Çünkü Almanya’da öyle bir ayrıcalık yok. Hatta uzun süreli kaldığım faturalı hatlardan ayrılmak istediğim zaman şirket temsilcileri arar ‘’Siz bizim için çok değerlisiniz. Lütfen ayrılmayın size özel indirimli tarife uygulayalım’’ diye tekliflerde bulunurlar.
Hastalandığımda hastane veya doktora gittiğimde sen Alman değilsin diye ikinci vatandaş muamelesi görmem. Orada yaşayan herkes gibi eşit muamele görürüm.
Parayla vatandaşlık almadan evimi bile yapabilir veya satın alabilirim. Aldım da
Alman vatandaşı olmadığım için su ve diğer faturalarımı pahalı ödemem. Evlenmek ve belediye nikahı kıydırmak için belediyelere yüzbinlerce Euro teminat yatırmam.
Demek istediğim şudur ki ben şimdiye kadar vatandaşı olmadığım Almanya’da ayırımcılık yaşamadım.
Şunu da belirtmek isterim ki; her insan yaşadığı ülkenin de dilini öğrenmek zorundadır. Kendini ifade edebilmek için o ülkenin lisanını bilmek zorundasın. Aksi takdirde o ülkenin toplumuna kendini ifade edemezsin. İfade edemediğin zaman da dışlanırsın ve de ilgi görmezsin.
Diyelim ki Türkiye’de ikamet eden Türk Vatandaşı bir Almancıyım
Kendi öz ülkem olan ve seçim döneminde bulunduğum Türkiye’de:
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oturduğum mahallede herhangi bir sandıkta oy kullanabiliyor muyum? Hayır
Ne yapmalıyım?
Havaalanına veya herhangi bir gümrüğe giderek orada pasaportumu göstererek oyumu kullanmalıyım.
Peki, genel yani Milletvekili seçimlerinde oturduğum mahallede herhangi bir sandıkta oy kullanabiliyor muyum? Hayır
Ne yapmalıyım?
Havaalanına veya herhangi bir gümrüğe giderek orada pasaportumu göstererek oyumu kullanmalıyım.
Peki, Mahalli yani Belediye seçimlerde oy kullanabiliyor muyum? Cık, ona da Hayır
Ne Belediye Başkanı adayı olabiliyorum ne de herhangi bir adayı seçebiliyorum.
Herhangi bir partinin sandık görevlisi olabiliyor muyum? Hayır
Bir siyasi partiye üye olabiliyor muyum? Evet
Peki, ama o siyasi partinin bir yönetiminde veya herhangi bir kurulunda görev alabiliyor muyum? Hayır
Ama ben bir Türk Vatandaşı olarak bu evet ve hayır oyununu oynamaktan bıktım.
Bütün kabahatim benim yurtdışında ikamet ediyor yani Almancı olmam.
İyi de ben 7 yıldır Türkiye’de yerleşik yaşıyorum. Tamam, kayıtlarda ilk ikametim yurt dışı görünüyor ama benim Türkiye’de de ikamet kaydım var ve devamlı Türkiye’de yaşıyorum.
Kira kontratım, elektrik, doğalgaz ve su faturalarım var. Burada emekli maaşım var. Olmaz. Sen Almancısın
Peki, Almanya’da kazandığım veya her ay gelen EURO’ları burada bozdurabiliyor muyum? Hayhay beyefendi, hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Peki, buradaki bankalarda hesap açabiliyor muyum? Tabii ki beyefendi memnuniyetle.
Peki, aynı bankadan kredi alabiliyor muyum? Üzgünüz beyefendi, burada ikametiniz görünmüyor. Bu şartlarda bilgisayar sistemi devam edemiyor.
Silah ruhsatı alabiliyor muyum? Beyefendi burada ikametiniz görünmüyor. Maalesef size ruhsat veremiyoruz.
İyi de kardeşim e-devlette görülen Türkiye ikametimi polis, bankalar ve de devlet nasıl göremiyor?
Bende Türkiye’de yaşayan her Türk Vatandaşı gibi siyasi partilere üye olma hakkımı kullanmak istiyorum.
Bende Türkiye’de yaşayan her Türk Vatandaşı gibi Cumhurbaşkanlığı, Milletvekili, Belediye ve Muhtarlık seçimlerinde seçme ve seçilme hakkımı kullanmak istiyorum.
Bende Türkiye’de yaşayan her Türk Vatandaşı gibi Cumhurbaşkanı, Milletvekili, Belediye Başkanı ve Muhtar olmak istiyorum.
Ben bu Ülkenin yani Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyım. İkinci bir ülke vatandaşlığım yok. Bu sebeple de herhangi bir ülkenin Büyükelçisi olma gibi bir talebim de yok.
Sayın yetkililerin bu ayırımcılığa bir son vermelerini ve benim gibi mağdur olan milyonlarca Gurbetçinin haklarının iade edilmesini istiyorum.
Ben artık Almanya’da yabancı, kendi Ülkemde Almancı olmak istemiyorum.