Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Lütfi Savaş adaylığı sürecinde yaşananlardan dolayı kırgın olduğunu söyledi. Savaş, adaylığını AK Parti’nin ve CHP içinde iktidar ile işbirliği yapanların istemediğini söyledi.
CHP Genel Merkezi tarafından Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak ilan edildikten sonra, parti içinde adaylığı tartışılan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş bir grup gazeteciye yaşana süreci anlatarak kırgın olduğunu söyledi.
Hatay’da depremden sonra büyük bir rantın ortaya çıktığı belirten Savaş “Tabi insanoğlu ruh taşıyor. Hak etmediği faaliyetlerle karşılaşırsa üzülür. Burada büyük rant var. iktidarın müteahhitleri gelip inşaat yapıyor. Yıkımları da onların dışardan gönderdiği insanlar yapıyor. Demiri de tek bir kişi sağlıyor. Bir defa burada yıkım var. Kayıp çok ama rant da var. İktidar da benim burada aday olmamı istemiyor. En güçlü oldukları zamanda CHP 19.36 anketlerde varken, AKP 46.4’tü. Adalet bakanını yenmiş kişiyim. Geçen seçim 110 bin oy fark attık. Bu seçimde favori aday biziz. Favori bir adayın burada olmasını iktidar partisi istemiyor. İçimizde görünüp de içimizde olmayan iktidarla işbirliği yapanlar yanlış bilgiyle genel merkezi donattılar. İşin özü bu” değerlendirmesini yaptı.
‘İktidar kendi suçunu kamufle etmek istedi’
Kendine yönelik tepkileri değerlendiren Savaş “Depremle başladı her şey. Bir kere iktidar depremin komplikasyonlarından kurtulmak, kifayetsizliğini kamufle etmek için Cumhuriyet Halk Partisi ve benim üzerimden depremi bize yıkmak istedi. 16 ilde olan bir deprem var. Bu 16 ilde olan depremin hepsini herhalde Cumhuriyet Halk Partisi ve Lütfü Savaş yapamaz. Depremde insanlar, basın medya bir suçlu arama derdine düştü. Deprem niye oldu? Deprem doğal bir olay mı? Buradaki büyüklüğü ve şiddeti bekleniyor muydu bunu tartışmak lazım. İki, bizim imar yasası bizim yönetmeliklerimiz bu depremi karşılayacak güçte mi onu tartışmak lazım. Üç bu konuda yetki verilen insanların gerçekten de ehliyeti var mı ona bakmak lazım. Dört inşaat mühendisleri gibi mimarlar odası gibi bu odaların 2013’ten itibaren denetim mekanizması dışına çıktığını da tartışmak lazım. Bir de herkes haksız hükümet haklı pozisyonuna gelmek istiyorlar. 205 bin bağımsız bölümü haksız yere affeden hükümetin bu gerçekleri görmeden sanki zeytinyağı gibi üste çıkması çabası var. Bir defa 205 bin bağımsız bölümü hükümet affetti” ifadelerini kullandı.