Turizm denilince bu yaşımda bile tarifsiz bir keyif dolar içime.
Aklıma yıllar içerisinde ülkemin her coğrafyasında yaptığım yolculuklar gelir ve onların hiç bir zaman aklımdan çıkmayan anıları.
Sene sene, hatırlarım tüm gezilerimi.
Her gittiğim yerden mutlak surette küçücük objeler alır ve biriktiririm.
Küçücük şeylerden kocaman bir koleksiyonumun olması ondandır.
Gözümden sakınır öyle bakarım hepsine.
Her biri bir anıya denk gelir. Karşılıklı hasbıhal ederiz de kimseler bilmez.
Anılarımın içerisinde gittiğim yerlere özgü tatlara da, yöresel lezzetlerde büyük yer kaplar.
Yani ben o zamanlar adını bilmesem de turizmin bir başka önemli özelliğini de yaşıyormuşum da haberim yokmuş.
Adına da gastro turizmi deniliyormuş.
Gastronomi malum,
Kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplin.
Yani “mmmm tam da ağzıma layık’’ sözcüğünün tam karşılığı.
İsim babası da Fransız yazar Joseph Berchoux.
Hijyenik olması ana koşulu ile yenilebilir tüm maddelerin, (sağlığa uygun olup olmadığına bakılmaksızın) azami damak ve göz zevkine hitap etmesi amaçlanarak hazırlanıp yenmeye hazır hale getirilip sofraya konulmasına kadar geçen süreç gastronominin çalışma alanı olarak kabul ediliyor.
Gastronomi için yemeğin yöresine özgü sanat haline gelmişi de denilebilir.
Tıpkı biz Bursalıların İskender Kebabı gibi.
İşte bu gastronominin bir de turizm yansıması var ki onun da adı Gastronomi Turizmi.
Yediğini doymak için değil, tadını almak için yiyenler derhal gastronomi ile turizm arasındaki bağlantıyı kuracaklardır.
Gastronomi Turizmi tüm dünya da yerli ve yabancı turistlerin destinasyonlara (gidilecek yerler) ait gastronomik ürünleri tatması, yeni deneyimler elde etmesi ve bu deneyimleri yaşarken konaklama, transfer gibi turizm faaliyetlerini kullanıyor olması sonucu yapılan turizm çeşidi olarak tanımlıyor.
Pek çoğumuz yurdumuzun ve dünya ülkelerinin şehirlerinin coğrafik olarak nerede bulunduklarını bilmeyebiliriz.
Ama haritada göster deseler zorlanacağımız bir yöreye ait yemek adı verilse şak diye o kentin adını veririz.
Örneğin Babagannuş.
Derhal ‘Hatay’ diyenlere soruyorum.
Nasıl, haksız mıyım?
Aranız da Hatay’a yolu düşmeyeniniz hiçte az değildir. Ama şıp diye bildiniz Babagannuş un Hatay’a özgü bir lezzet olduğunu.
İşte Gastronomi Turizmi bu damak zevki turizmi konusundaki bileşkeyi kurarak ve mutfağı son derece zengin olan ülkemize turist çekmenin yollarını araştırarak ülkemize en büyük gelir kapılarından birini açıyor.
Hani derler ya turizm ihracattır diye;
Aynen öyle.
Turizmin bu ayağı mutfakta-ocakta-fırında pişeni hatta bazen hiç pişmeyeni damaklar yolu ile ihraç ediyor.
Gerçekten de bacasız sanayi denilen turizmin ocaklı, mangallı, tencereli kısacası mutfaklı hali Gastronomi Turizmi.
Anlaşılan dövize giden yol da mideden değilse bile damak tadından geçiyor.
‘Taş yerinde ağırdır’ın bir başka deyişi.
Bendeniz Bursa’ya özgü hiçbir yemeği başka yerde yemem. Bilirim ki kentime özgü tatlar sadece markası oldukları yerde dağıma hitap eder.
O her şey dahil beş yıldızlı otellerde, tatil köylerinde yediğiniz yemeklere dikkat ettiniz mi hiç?
Görünümleri mükemmele yakın ancak tatları hemen hemen aynı olan yemeklere.
İşte Gastronomi Turizmi yemek konusunda bu nüansı yakalamış.
Ülkemizin özellikle “Anadolu Mutfağı” ve “Osmanlı Mutfağı” olmak üzere tüm yörelerinin yeme-içme kültürlerini deneyimlemek isteyen yerli ve yabancı turistlere tanıtımını misyon edinmiş.
Buradan çıkışla ‘’Yemek sadece karın doyurmak değil, kültürdür.’’ Denilebilir.
Farklı kültürler arasında kültür alışverişinin sağlanmasında ki önemi de cabası.
Bu konuda Sivil Gündem Platform’un Fark Yaratanlar 2019 ödülüne de layık görülen İstanbul konuşlu Gastro Turizmi Derneğine de atıf yapmaz isem kalemim gönül koyar bana.
Derneğin misyonu genç nesile sağlıklı ve doğru beslenme ilkelerini aktarmanın yanı sıra Genç GTD’liler oluşumu ve yurtiçi-yurtdışı temsilcilikleri ile kalite–sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde yine yurt içinde ve yurtdışında gastro turizmi alanında faaliyet göstermek.
Ayrıntı isteyenler www.gastronomiturizmidernegi.com.tr yi ziyaret ederlerse tüm sorularına yanıt bulabilirler.
Ez cümle,
ister gastro deyin ister damak tadı, turizmin bu şekli en çekici olanı.
Düşünsenize bir;
Hem gözünüz doyuyor, hem gönlünüz hem de karnınız.
Üçü bir yerde.
O yüzden diyorum işte,
Turizmin en lezzetli hali diye…