Türkiye’de Depremler Neden Yıkıcı Olmaktadır?

Yüksek jeofizik mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Karamürsel Belediyesi tarafından düzenlenecek konferans için Karamürsel Belediyesinin davetlisi olarak 20 Kasım 2024 tarihinde Karamürsel’e gelmiş ve ön etütlerde bulunmuştur.

22 Kasım Cuma günü Karamürsel Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, bölgedeki depremlerle ilgili yaptığı araştırmaların güncel verileri kapsamında Türkiye’deki doğal afetler ve yer hareketlerini ve özellikle konuya ilişkin bölge hakkında net bir bilgi paylaşımı yaparak herkesin anlayabileceği bir üslup ile sunmuştur.

Konferansın açılış konuşmasını, Gölcük Esnaf Odası tarafından kurulan pek çok afette ödül kazanmış ve Akut gibi arama-kurtarma derneklerinden biri olan, aynı zamanda amatör telsizcilerle koordineli çalışan GESOTİM başkanı Necmi Kocaman yapmıştır.

Kocaman, deprem farkındalığına dikkat çekmiş ve bu konuda yapılan çalışmaların önemini vurgulamıştır.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’deki deprem etkilerinin yıkıcı olmasının temel nedenlerini, eğitim, yönetim ve geçim standartlarına bağlamıştır.

Yapmış olduğu bilimsel çalışmanın sonuçlarına dayanan bir ankette, Türkiye’nin önceliklerinin sırasıyla eğitim, yönetim ve geçim olduğu ortaya çıkmış, deprem ise bu sıralamada yedinci sırada yer almıştır.

Prof. Dr. Ercan, bu verilerin, depremin toplumun genel gündeminde yeterince yer bulmadığını ve bu durumun, depremin yıkıcılığının artıran bir etken olduğunu göstermekte olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, toplumun depremi “alın yazısı” olarak kabul etmesi, bilgisizlik ve duyarsızlık nedeniyle yapılan ihmallerin büyük yıkımlara yol açtığını dile getirmiştir.

Bölgedeki olası depremlerin Karamürsel ilçesindeki etkileriyle ilgili olarak jeofizik ilişkiler üzerine yapılan sunumda, Karamürsel’in Samanlı Dağları’nın denize dik yamaçlarında yer alması nedeniyle, ilçenin deprem etkilerinden daha az etkileneceği belirtilmiştir.

Prof. Dr. Ercan, Kuzey Marmara Fay hattının normalde doğu-batı yönünde yatay atımlı olduğunu, ancak bazı kesimlerde dikey atımlı bir hareket gösterdiğini vurgulamıştır.

Karamürsel’in yer aldığı konum nedeni ile deprem etkisinden daha az zarar görmesini sağladığını, bölgede gerçekleşebilecek büyük bir depremi elde edilen bilimsel verilere göre beklenmediğini ve ancak 2045-2071 yılları arasında bir beklenti olabileceğini belirtmiştir.

Ayrıca, Karamürsel’deki binaların dikey statik ve rijitlik özellikleri üzerine de çarpık kentleşmenin etkilerini belirterek, sunum örneklerinde depreme dayanıklı yapılaşmanın önemini vurgulamıştır.

Konferansın sonunda, Karamürsel Belediye Başkanı Ahmet Çalık bir teşekkür konuşması yaparak etkinliği sonlandırmıştır.
Konferans salonunun yalnızca %55’lik bir doluluk oranına erişmesi , toplumun bilimsel bilgilere olan ilgisizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.