Bu haftaki yazımda dünyada milyonlarca insanı ilgilendiren gıda alerjilerinden bahsedeceğim. Çünkü gıda alerjileri bazılarımızın bilmediği, bazılarımızın da sonradan farkına vardığı bir durum.
Gıdalara karşı immünolojik olarak gelişen istenmeyen reaksiyonlar “gıda alerjisi” olarak adlandırılıyor. Gıdalara karşı istenmeyen reaksiyonlar, eğer o gıdayı alan kişilerin tümünde oluşuyorsa, buna “toksik reaksiyon” deniyor. İstenmeyen reaksiyonlar kişisel hassasiyete bağlı ise “toksik olmayan reaksiyonlar” olarak adlandırılıyor ve immünolojik olan (gıda alerjileri) veya immunolojik olmayan (gıda intoleransı) şeklinde sınıflandırılıyor.
Gıda alerjilerinde farklı immünolojik mekanizmalar etkili. Bağışıklık sistemimiz, vücudumuza burun, nefes yolları, bağırsaklar ve deriden giren yabancı ve zararlı maddelere karşı yaşamı devam ettirmek için engelleyici reaksiyonlarla karşılık veriyor. Bu reaksiyonlar, ya zararlı maddeleri ortadan kaldırıyor ya da girmelerini engelliyor.
Alerjide bağışıklık sistemi, bundan bir miktar farklı bir yolla ve vücut için zararlı olmayan maddelere karşı ancak vücut için zararlı olan aşırı bir reaksiyon veriyor. Bu reaksiyon, alerjinin görüldüğü organda kronik yangı şeklinde devam ediyor ve bazen geride dönüşümsüz değişikliklere yol açabiliyor.
Alerjik hastalıklar son 25–30 yılda, özellikle gelişmiş ülkelerde önemli oranda artış göstererek, bir halk sağlığı problemi haline geldi. Alerjik hastalıkların gelişmekte olan ülkelerde endüstrileşmiş ülkelere göre belirgin oranda daha düşük bir yaygınlığa sahip olduğu gözleniyor.
Gelişmiş ülkelerdeki sanayi tesislerinin çıkardıkları kimyasallar, araba emisyonları ile vahşi tarım uygulamalarından gelen tarım ilacı, gübre gibi kimyasal kalıntılar ve gıda işlemede kullanılan kimyasal katkı maddeleri insanlarda önemli ölçüde alerjik tepkimelere neden oluyorlar. Çünkü vücut bunların önemli bir kısmını tanımıyor ve hemen bağışıklık sistemini harekete geçiriyor. Bu nedenle Türkiye’de her dört çocuktan birinin alerjen olduğu biliniyor.
Gıdalara baktığımızda en çok alerji yapanlar; inek sütü, buğday, yumurta, elma, mısır, balık, fındık, çilek, kereviz, havuç olarak sıralanıyor.
Örneğin inek sütü proteini alerjisinde, vücudun bağışıklık sistemi, süt proteinlerine karşı alerji antikorları üreterek, iltihap hücrelerini aktif hale geçiriyor veya bunların bir bileşimiyle tepki gösteriyor. İnek sütünde, süt alerjisi olan kişilerde reaksiyona sebep olabilecek 25 ten fazla farklı protein bulunuyor. Bazıları bu proteinlerden sadece birine, birçokları da birden fazlasına alerjik tepki gösteriyor.
Aman dikkat diyelim!!!